Bir zamanlar genç bir adam hayatından hiç memnun değilmiş. Sürekli depresyonda ve berbat hissedermiş. Yakınlardaki bir kasabada bir zen ustası olduğunu duymuş. Bir gün ustayı ziyarete gidip çözüm sormaya karar vermiş.
Genç adam ustanın yanına gidip, "Hayatta çok fazla problemim var ve hep üzgünüm. Lütfen bana bir çözüm söyleyin... Nasıl mutlu olabilirim?" diye sormuş.
Usta onu dikkatlice dinledikten sonra ayağa kalkmış. Genç adam, ustanın bir şey demeden gitmesine şaşırmış ama beklemiş. Bir süre sonra usta elinde bir bardak su ve bir kase dolusu tuzla geri gelmiş.
Usta, genç adamdan o kaseden bir avuç tuz alıp bardağa koymasını ve sonra o suyu içmesini istemiş. Genç adam şaşkın olsa da ustanın dediğini yapmış.
Usta, "Tadı nasıl?" diye sormuş.
Genç adam, "Berbat... Tek hissettiğim şey tuzdu." diye cevap vermiş.
Bunun üzerine usta, genç adamdan bir avuç tuz almasını ve onunla birlikte gelmesini istemiş. İkisi de yakındaki göle gitmişler.
Usta, "Şimdi bu tuzu göle dök." demiş.
Genç adam elindeki tuzu göle dökmüş. Bunun ardından usta ondan gölden su içmesini istemiş. Genç adam biraz su alıp içmiş.
Usta bu sefer, "Tadı nasıl?" diye sormuş.
Genç adam, "Güzel." diye cevap vermiş.
Usta tekrar sormuş, "Bu suyun içinde tuzun tadını alabildin mi?"
Genç adam, "Hayır." demiş.
Usta ve genç adam gölün kenarına oturmuşlar. Usta, onun ellerini tutmuş ve şöyle demiş: "Hayatın acısı saf tuzdur... Ne daha fazla ne daha az. Hayattaki acı miktarı aynı kalır ama biz 'acı'yı ne kadar hissettiğimiz, onu koyduğumuz kaba bağlıdır.
Bu yüzden acı içindeyken yapabileceğin tek şey, algıladığın şeylerin genişliğini büyütmektir. Bardak olmayı bırak. Göl ol."
Zen Master Story- Salt in Lake! (2018) MoralStories26.com, çev. Mina Kohen.