Yazar: Don Joseph Goewey
Gerçek #3: Yaratıcı İçgörü Boşa Geçen Zamanın Artığıdır
Bir oda dolusu yöneticiye rekabet üstünlüğünü nasıl korudukları sorulduğunda çoğu bunun kulakları kirişte her şeyi takip etmekle, uyanık olmakla ve şirketin ürünlerini hep yenilikçi kılmakla ilgili bir şey olduğunu söyler. Elbette sıkı çalışma başarı getirir ama ileri düzeyde bir inovasyon getirecek yaratıcı içgörü için kulağınızı kirişten uzaklaştırmalısınız. Yaratıcı içgörü biraz uzaklaşıp huzur ve sükunet içine girdiğinizde kendini gösterir. Yine de tanıdığım en parlak yöneticilerin bazıları, inovasyonu tetiklemek için çalışanlarına haftada bir gün izin verip dilediklerini yapmak üzere serbest bırakma fikrini duyunca tüyleri diken diken olur. Bunu muazzam bir zaman kaybı olarak görürler ve bundan verim alınabileceğini hayal bile edemezler. Ama aynı zamanda her şirket, kilit çalışanlarının yaratıcı olmasını bekler çünkü inovasyon olmadan rekabet avantajı kazanma ümidinin olmadığını yine her şirket bilir. Çoğu şirketin bilmediği şey ise, Einstein “Yaratıcılık boşa geçen zamanın artığıdır” derken çığır açacak fikirler üretecek beynin yaratıcı olmasını kolaylaştırmak için düzenli dozlarda boş zaman olması gerektiğini anlatmak istediğidir.
Yaratıcı içgörüyü nasıl kolaylaştıracağını anlayan ilk kurumlardan biri de 3M’dir. Bu kurumun efsanevi uzunlukta bir inovasyon listesi vardır. Yıllardan bu yana 3M çalışanlarının, düzenli iş saatlerinin yüzde 15’ini fikir yaratmaya ayırmaları sağlanır; üstelik bu fikirler 3M’nin stratejik amaçlarının dışında kalan konularda olabilir. Buna “Yüzde-15” Kuralı diyorlar. Herkes zamanının yüzde 15’ini canı ne isterse onu yapmaya ayırıyor; yönetim bu zamanın altın değerinde olduğunu biliyor çünkü pek çok semeresini aldıklarını gördüler. Yüzde-15 Kuralı ile ilgili en iyi bilinen başarı öyküsü Art Fry’ın Post-it’leri yaratmasıdır.
Goewey, Don Joseph, The End of Stress, s. 107-108.