Yazar: Vex King
Titreşim Yasası, daha iyi bir yaşam için temel bileşenlerdendir. Bu yasanın fikirlerini öğrenip uyguladığınızda, hayatınız değişebilir. Ne var ki bu, tüm zorluklardan kaçabileceğiniz anlamına gelmez, yine de kontrolü ele alıp göründüğü kadar iyi hissettiren bir hayat yaratmanın yolunu bulmanıza yardımcı olacaktır.
Başlangıç olarak, her şeyin atomlardan oluştuğunu ve her atomun bir titreşim olduğunu hatırlayın. Dolayısıyla, tüm madde ve enerji doğası gereği titreşimlidir.
Okulda öğretildiği gibi, katılar, sıvılar ve gazlar maddenin farklı halleridir. Moleküler düzeydeki titreşimlerin frekansı, maddenin hangi halde olduğunu ve bize nasıl göründüğünü tanımlar.
Gerçeklik, uyumlu titreşimlerin aracılığıyla algılanır. Başka bir deyişle, gerçekliğin algılanması için onunla titreşimsel olarak uyumlu olmamız gerekir. Örneğin insan kulağı sadece saniyede 20 ila 20.000 titreşim aralığındaki ses dalgalarını duyar. Bu, diğer ses dalgalarının var olmadığı anlamına gelmez; sadece onları algılayamadığımız anlamına gelir. Örneğin, köpeklere özel bir düdük çalındığında, sesin frekansı insan kulağının titreşim aralığının üstünde olduğu için bizler duyamayız.
Spiritüel yazar Kenneth James Michael MacLean'in Titreşimli Evren adlı kitabında, beş duyumuzun, düşüncelerimizin, madde ve enerjinin hepsinin titreşimli olduğu aktarılıyor. Yazar, gerçekliğin titreşimsel yorumlama tarafından tanımlandığına dair argüman sunuyor. Evren gerçekten de titreşimsel frekanslarla dolu derin bir deniz. Dolayısıyla gerçeklik titreşimlerden oluşur ve titreşimlerdeki değişiklikler gerçekliği de dönüştürür.
Eğer evren, düşüncelerimiz, sözcüklerimiz, duygularımız ve eylemlerimizden etkileniyorsa (çünkü MacLean'e göre hepsi titreşimlidir) o zaman gerçekliği titreşim yasası ile kontrol edebileceğimizi düşünebiliriz.
Düşünce şeklinizi, hissetme şeklinizi, konuşma şeklinizi ve hareket şeklinizi değiştirerek dünyanızı değiştirmeye başlarsınız.
Bir fikri varlık haline getirmek veya daha doğrusu algınıza sokmak için, onun titreşim frekansına uymalısınız. Bir şey size ne kadar "gerçek" veya somut geliyorsa, titreşimsel olarak ona o kadar yakınsınız demektir. İşte bu yüzden, bir şeye gerçekten inandığınızda ve sanki zaten gerçekmiş gibi davrandığınızda, onun fiziksel gerçekliğinizde size gelme şansını artırırsınız.
İstediğiniz gerçekliği almak veya algılamak için, onu arzu ettiğiniz enerji uyumu içinde olmanız gerekir. Bu da düşüncelerimizin, duygularımızın, sözcüklerimizin ve eylemlerimizin istediğimiz şeyle uyumlu olması anlamına geliyor.
Mesela aynı frekansta kalibre edilmiş iki akort çatalını düşünelim. Birini çaldığınızda titreşmeye başlar ve dokunmadan ikinci çatal da titreşir. Çünkü aynı frekansta uyumlu olarak ayarlanmışlardır yani titreşimsel uyum içindedirler. Eğer titreşimsel uyum içinde değilse, çalınan çatalın titreşimi diğerine geçmez.
Benzer şekilde, belirli bir radyo istasyonunu dinlemek için alıcıyı o istasyonun frekansına ayarlamanız gerekir. Onu duyabilmenin tek yolu budur. Farklı bir frekansa geçerseniz, tamamen farklı bir istasyonu dinlemeye başlarsınız.
Bir şeyle titreşimsel rezonansa girdiğinizde, onu gerçekliğinize çekmeye başlarsınız. Hangi frekansta olduğunuzu belirlemenin en iyi yolu duygularınızdır çünkü duygularınız enerjinizin gerçek bir yansımasını gösterir. Bazen olumlu bir ruh hali içinde olduğumuza ya da iyi eylemlerde bulunduğumuza inanabiliriz, ancak içten içe öyle olmadığımızı biliriz; sadece rol yaparız. Duygularımıza dikkat edersek, titreşimimizin gerçek doğasını ve dolayısıyla iyi hissedersek, iyi düşünceler düşünürsek ve bunun sonucunda olumlu eylemlerde bulunursak hayatımıza neleri çektiğimizi görebiliriz.
King, Vex. İyi Hisset, İyi Yaşa: Kendini Sevmek Ne Kadar Muhteşem Olduğunu Görmenin İlk Kuralıdır, Hay House, 2018, 15-18, çev. Mina Kohen.