Yazar: Philip Humbert
Düşünüyorum da son zamanlarda, “tıkanıp kalmış” ne çok arkadaşla konuştum. Hiçbir şekilde başarısız değiller. Sağlıklı, üretken, itibarlı ve başarılı bir yaşam sürüyorlar. Ama aynı zamanda, tüm çabalarına rağmen “gelişme kaydedemiyorlar”, “yerlerinde sayıyorlar” ya da arzu ettiklerinden daha azına “razı oluyorlar”. “Deniyorlar”; ama bir sonraki hedeflerine ulaşmak ya da en köklü arzularını gerçekleştirmek konusunda çok yol alamıyorlar.
Hepimiz zaman zaman bunu yaşarız. Bazen, önemli bir projeyi tamamladıktan sonra, dinlenmek, yeni başarının tadını çıkarmak ve devam etmeden önce durup nefes almak isteriz. Ya da bazen, nasıl ilerleyeceğimizden emin olamayız; durup uzun uzun düşünmemiz ve yeni bir plan yapmamız gerekir. “Duraklamanın” pek çok nedeni vardır ve genellikle iyi bir şeydir; ama “tıkanıp kalmak”tan çok farklıdır.
“Tıkanıp kalmak” iyi bir şey değildir. Asap bozar; sinirlendirir. Dürüstlüğümüzü, kişisel değerimizi ve özgüvenimizi tehdit eder. Ve bazı insanlar için, tıkanıp kalmak, bir yaşam biçimi gibi görünür. Bu kişiler, gerçekçi olmayan hedefler koyarlar; barikatlar yaratırlar; geciktirirler ya da yaşamda ulaşmak istedikleri şeylere sahip olmalarını ya da bunlardan zevk almalarını engelleyen özürler bulurlar.
Bu insanlar için hiçbir gerçek çözümüm yok. Ne sebeple olursa olsun, tıkanıp kalmak istiyorsanız, bu sizin hakkınız.
İlerme kaydetmeye kararlı olan ve tıkanmadan yaşamak isteyenler için, yardımcı olabileceğini düşündüğüm birkaç strateji var ve bunları saygıyla sunuyorum. Hepimiz farklıyız ve farklı sebeplerden tıkanıp kalırız. Değerlerimize ve durumumuza uyan stratejilere ihtiyacımız vardır. Aşağıda, yararlı bulabileceğiniz bazı stratejiler yer alıyor:
1. Tıkanıp kalma konusunda dürüst olun ve buna gerçekten sinirlenin! Bunu yüksek sesle söyleyin. Durumunuzu kabullenin ve kızın. Tıkanıp kalmak iyi değildir ve durumu iyice netleştirip yeterince kızınca, beyniniz bir çözüm bulacaktır. Sürekli tıkanmış durumda kalmayacağınızı bilin ve bir çözüm bulma konusunda kararlı olun. Bazen, sağlıklı öfke, önemli bir motivasyon kaynağı olabilir.
2. Yaratıcı olun. İleri adım atmak için 20 delice, aptalca, saçma ve orijinal yol listeleyin. Beyin fırtınası yapmak, “zihinde harita oluşturmak” ya da basitçe o ana kadar denemekte olduğunuz şeyin aksini yapmak için kendinize izin verin. Silkinin, kalıpları kırın; özgür düşünün. Tıkanırsanız, yanından geçip gidin.
3. Araştırma yapın. Başkaları sizin elde etmek istediğiniz şeyi elde ettiler. Çözümler buldular ve amaçlarına ulaştılar. Onlardan ders alın. Sorular sorun. Kitaplar okuyun. Seminerlere katılın; dersler alın, bir uzman çağırın, bir koçla çalışın. Ne olursa olsun, diğer insanların nasıl başarıya ulaştıklarını ve yaptıkları şeyi nasıl yaptıklarını bulun.
4. Niyetlerinizi sorgulayın. Neden tıkandınız? İstediğinizi söylediğiniz şeyi gerçekten istiyor musunuz? Gerçekten mi? Sevdiğiniz ya da fikirlerine değer verdiğiniz, ama hedefinizi onaylamayan biri mi var? Kararsızlık, karmaşa ya da hedeflerinizin değerlerinizle çatışması nedeniyle kendinizi sabote ediyor musunuz? Öyle ise önce bunu çözün; daha sonra hedeflerinizi netleştirin ve ileriye adım atın.
5. Bebek adımları iyidir. Bu benim kişisel favorim. Gerçekten istediğim bir şey yüzünden tıkanıp kalırsam, genellikle, en küçük, en basit, en kaba adımları atmak için kendime izin veririm. Büyük çözümleri ve anlık yanıtları severim; ama bazen, bazı konularda, küçük adımlarla ilerlemem gerektiğini düşünürüm. Kimi zaman, “santim santim ilerlemenin herkes için kesin çözüm” olduğuna inanmak zorunda kalır ve o dev sıçramaları yapmak için bir yol buluncaya kadar emeklemekle yetiniriz.
İşi sırrı, asla durmamaktır. Genellikle, denemeyi, endişelenmeyi, konuşmayı ya da hayal etmeyi gerçek edim ile karıştırırız. Bu şeyler bizi ileriye taşımaz. Aksine, ilerleyişimizi engeller ve kendimizi kurban gibi hissetmemize yol açar.
Bir hayaliniz, hedefiniz ya da projeniz varsa ve bunu gerçekten gerçekleştirmek istiyorsanız, bir yolunu bulun. Hannibal’ın şu güzel sözlerine kulak verin: “Bir yolunu bulacağız ya da bir yol yapacağız.” Gerekirse, bebek adımları atın. Yardım isteyin, farklı bir yol deneyin, bir koçla çalışın; ama asla ve asla mevcut durumla yetinmeyin. Tek başarısızlık, pes etmek, teslim olmak, yetinmek ve pişmanlıkla iç çekmektir. Bunu dışında her şey başarıya giden yoldur.