Yazar: Gary Stockman, Porter Novelli CEO’su
Son yılların en dinamik iş ortamında çalışıyoruz. İletişim, gözlerimizin önünde yeniden yaratılıyor. Aynı zamanda ekonomi, müşterilerin ve ajanslarının, daha fazlasını, daha iyi ve daha hızlı yapmasını gerektiriyor. Böyle bir ortamda, yenilik yapmak, müşterilere bir sonraki köşenin ardında ne olduğunu görmede ve başarıyla sonuçlanacak bu fırsata tepki vermede yardımcı olmak, ajansın görevi oluyor. Bu yenilik biçiminin bir adı var. Biraz moda bir söz; o yüzden kullanmaya çekiniyorum; bir şekilde işe yarayan şu mesleki terimlerden biri. Kavramın adı, “iç girişimcilik” (intrapreneurship).
Girişimcilik (entrepreneurship), en basit tanımıyla, karşılanmamış bir ihtiyaç ya da fırsatı karşılamak için bir iş başlatmaktır. İç girişimcilik (intrapreneurship) de aynı şeydir; ama mevcut bir şirket bünyesinde yapılır. Porter Novelli bünyesinde yaratılan Jack+Bill de bir iç girişimcilik örneği. Bir grup insan, bir iş fırsatı görürler ve yeni bir kavram (pop-up ajans) yaratarak peşinden giderler. Bir pop-up (anlık) ajansın yaratılması, yenilikçi bir stratejiydi, bir amaca hizmet ediyordu ve iç girişimci düşüncenin sonucuydu.
Jack+Bill ödülleri toplamaya devam ederken, “Sıradaki?” sorusunu sorma hakkına sahibiz. Elbette bir sonraki pop-up ajansı sormuyoruz, dışarıda gördüğümüz bir sonraki iş fırsatını ve bunun peşinden nasıl dinamik ve yaratıcı bir şekilde gidileceğini soruyoruz. Her şeyin çok hızlı değiştiği bugünlerde, eski fikirler çok nadir büyük buluşlarla sonuçlanıyor. İç girişimcilik tam da bu nedenle şu anda yapılacak en doğru şey...