Yazar: Randy Gilbert
Çoğu insan, vermek deyince, hediyeleri ve ticarileştirilmiş Noel mevsimini düşünür. Oysa vermek, yaşamın her alanında mümkündür ve zaman ve ilgi gibi elle tutulamayan şeyleri de içerir. Birçok insan öyle çok verir ki kendini ve başkalarını incitir. İnsanlar ayrıca, genellikle yanlış şeyler verirler. Bu durum, ilişkilerde sıklıkla görülür; biri diğerine istenmeyen birşey verir.
“The Giving Zone” kitabının yazarı Bruce Painter şöyle diyor: “Etkili bir biçimde ve zekice verebilmek, istediğiniz şeye ulaşmanın sırrıdır. Daha da önemlisi, başkalarına istedikleri şeyi vermenin sırrıdır. Başkalarına istedikleri şeyi verebilirseniz, istediğiniz şeyi alırsınız.”
Birinci anahtar, ne zaman akıllıca verdiğinizi anlamaktır. Buna, kime ne kadar vereceğinizi belirlemek dahildir. Vermek, ilişkilerde olur; çünkü, ilişki yaratmanın merkezinde yer alır. Bir yandan herkese verebilirken, vermemeyi göze alamayacağınız tek kişi kendinizsinizdir. Bu, alma becerisi gerektirir. Pek çok insan, başkalarından birşey almakta güçlük çeker. Çoğu insan, hayır amaçlı vermeye alışkındır; bu, zaman, ilgi ya da para olabilir. Akıllıca vermek, vermek istediğiniz için vermeyi, dinlemeyi ve sevmeyi içerir.
Vermenin ikinci anahtarı, akılsızca vermenin işaretlerini tanımaktır. Her ebeveyn, çocuklarının kendileri için iyi olmayan şeyler isteyeceklerini bilir. Temel sorun, çoğu ebeveynin “Hayır” demekte güçlük çekmesidir. Aşırı vermenin zararının yanı sıra, dikkat edilmesi gereken daha uzun vadeli bir zarar da vardır. Bu, aşırı vermenin yarattığı bağımlılıktır. Bu, aynı zamanda işte ve evlilikte başarısızlığı da içerir; çünkü çocuk, başkalarına vermek yerine, “Bana ver, bana ver” anlayışıyla büyür.
İşte bazı örnekler:
• Çocuklara çok fazla vermek, aslında yaşama hazırlıksız olmalarıyla sonuçlanabilir. Bir anne, cömertçe verme düşüncesiyle bile olsa, her öğünde çocuklarına yemek pişirirse, çocuklar hiçbir zaman kendi yemeklerini seçmek ve hazırlamak için gerekli temel bilgileri öğrenemeyeceklerdir. Bu durumun, kişinin restoranda yemesi ya da mikrodalgada ısıtılmış yiyecekleri tüketmesi halinde, pek de önemli olmayacağını düşünebilirsiniz. Ama, aynı tavrın para konusunda da gösterildiğini bir düşünün. Çocuğa kazanma ihtiyacını hissettirmeden para vermek, yıkıcı bir sorumsuzluk yaratır. Şimdi bir yetişkin olan çocuk, faturalarını ödemenin ve borçtan kurtulmanın neden bu kadar zor olduğunu büyük ihtimalle anlamayacaktır.
• Bir ilişkide iletişim eksikliği nedeniyle yanlış birşey vermek, çoğu zaman hedeflenen etkinin tam tersini yaratır. Alıcı, minnettarlık duymak yerine gücenir. Bazı hediyeler, aslında “Hindistan filleri” gibidir. Bu nadir yaratıkların bakımı son derece pahalıdır ve hem çok az bulundukları için, hem de tinsel önemlerinden dolayı asla işe koşulmazlar. Bu, alıcıyı inciten bir hediyedir.
Vermek Konusunda İsabetli Karar Almanın Formülü
• Vermek konusunda isabetli, doğru, keyifli ve içten bir karar almanın ilk adımı, iletişim kurmaktır. İşte ve evde açıkça iletişim kurun. Bu, konuşmak ve dinlemek demektir.
• İnsanlara ne istediklerini sormaya ve ne istediğinizi başkalarına söylemeye istekli olun. Çok az insan bunu yapmaya isteklidir.
• İnsanlara verirken, onları yoklayın ve istedikleri şeyin gerçekten bu olup olmadığını anlamaya çalışın. Durumları değişebilir ve siz durumu daha da zorlaştırmak istemezsiniz.
İyi Bir Vericinin Karakteri
• Suçlayıcı olmak yerine sorumluluk üstlenin. En başarılı insanlar, sorumluluğunu bilenlerdir. Yaptıkları şeyin sorumluluğunu alırlar. Liderler, parmaklarıyla başka birini göstermezler. Aksine, işler kötü gittiği zaman dönüp kendilerine bakarlar ve soruna katkılarını görmeye çalışırlar. Bunun gibi, bir çözüme nasıl katkı sağlayabileceklerini bulmak için uğraşırlar.
Vermenin Türleri
• İçten olmayan ya da bencilce verme. Verirsiniz; çünkü karşılığında birşey istersiniz.
• Mecburiyetten vermek, kalpten gelerek yapılmayan bir verme türüdür. Bu, “suçluluk duygusu” olarak bilinir. Hiçbir keyif vermez ve veren kişi, bunu yapmaya zorlandığını hisseder.
• Mekanik verme, içinde hiçbir yaşam ya da ruh barındırmaz. Ayinsel vergiler, bu tür vermeye dönüşebilir.
• Vermenin son türü ise özgürce vermektir. Bu, bir mutluluk ve keyiftir. Akıllıca vermektir; insanlara istedikleri şeyi vermek, onların da karşılığında birşey vermesine izin vermektir.
Başkalarına yetki vermek, vermenin çok önemli bir kısmıdır. Başkalarına vermeyi öğretin. Bu tür verme, toplumu besler. Bir insanın dokunduğu herkesin yaşamında fark yaratabilir. Vermeyi başkalarına öğretmek, önemli bir etkiye sahiptir ve dünyayı değiştirir. Verici olmayı çocuklara öğretmek ise geleceği besler.
Çocuklar, çok erken yaşlarda, vermenin keyfini öğrenmelidirler. Onlara başkalarına verme fırsatını verin. Böylece, bir yandan sorumluluğu öğrenirken, bir yandan da verme yetenekleriyle gurur duyacaklardır.
Vermenin temellerini öğrenin. Proaktif ve akıllı bir verici olun. Potansiyelinizi tam olarak kullanmak için değer ve ilkeler geliştirin. Keyifle dolu başarılı bir yaşam sürün.