Biçilmiyorsa, ekilmemiştir; evrenin yedi yasasından biri. Aslında, evrenin yedi yasasından biri ifadesi, “alternatif bir tanım.”
Doğrudan ifade edilirse bu, Neden-Sonuç Yasası. Daha basit bir anlatımla, ne ekerseniz onu biçersiniz ya da… “Biçemiyorsanız”, ekilmemiştir. “Ekmemişsinizdir.” Bir şeyin biçilebilmesi için önce onu ekmiş olmanız gerekiyor. Öyleyse, sanırım soru şu…
En son ne ektiniz?
Çok çalışma? Güzel düşünceler? Ya da az çalışma? Pek de güzel olmayan düşünceler? KÖTÜ’yü ektiyseniz, bilin bakalım ne olur? KÖTÜ’yü biçersiniz ve bazen her şey öyle hızlı gelişir ki kaçacak zaman bulamazsınız. Vınnn; işte bu kadar hızlı. Başka bir deyişle, düşene tekme atarsanız, EN İYİSİ HEMEN SAKLANIN!
Ne yazık ki saklanmak, hiçbir zaman işe yaramaz. Neden? Çünkü, bu Neden-Sonuç Yasası, SİZİ hedef alan bir mermidir! İYİ’yi ekerseniz, ne olacağını tahmin edin. İYİ’yi biçersiniz. Ama bir farkla. Tespitlerime göre, her nedense, İYİ’nin biçilmesi biraz daha uzun sürer. Bunun da bir sakıncası yok. Tadına varmayı severim. Elbette, yukarıdaki ifadelerle, tüm evrene her fırsatta “İyi biri oldum” demek istemiyorum. Siz ne ekiyorsunuz?
Bir miktar teknik açıklama yapmak gerekirse, Neden-Sonuç Yasası, insanın yaşamında, sosyal, ruhsal, duygusal, fiziksel VE finansal açıdan önemli bir yere sahiptir. İşte nedeni. Başınıza gelen her şey, bir nedenden ötürü meydana gelir. Bunu bildiğinize göre, yapmanız gereken şey şudur: NEDENE konsantre olmalısınız. SONUÇ, otomatik olarak kendi başının çaresine bakacaktır. Şimdi, bir “neden” üzerinde duralım.
Sosyal olarak, evde yalnız mı oturuyorsunuz, yoksa size eşlik edecek birini ve beraberinde getireceği sorunları zevkle kabul ediyor musunuz? Ne ekiyorsunuz? Ruhsal olarak, dua ediyor, daha sonra da Tanrı’nın istediğiniz şeyi size vermeyeceğini bildiğiniz için her şeyi geri mi alıyorsunuz? Ya da evrenin size sunduğu her şeyi kabul etme konusunda tereddütte mi kalıyorsunuz? Ne ekiyorsunuz?
Duygusal olarak, sevildiğinizi hissetmiyor ve bu yüzden sevgi göstermiyor musunuz? Sevginin nereden gelmesini bekliyorsunuz? Demek istediğim, gerçekten de, kendimizi sevemezsek başkalarının bizi sevmenizi nasıl bekleyebiliriz? İşte yapmanız gereken şey: Her sabah yataktan kalktıktan sonra 15 dakika boyunca kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak şeyler söyleyin. Ben şahsen “Seviliyorum, seviyorum, sevgi gösteriyorum. Kendimi ve tüm yaratıkları seviyorum” demekten hoşlanıyorum. Ama işin doğrusu ne biliyor musunuz? Bu noktaya gelmek biraz zaman alıyor.
Kendimi hiç sevilmiyor hissederken bunları söylemek gerçekten zordu. Ama ne oldu, bilin? Kendimi iyi hissedinceye kadar uğraştım. Öyle bir noktaya geldim ki artık bunu söyleyemiyor olmayı hayal bile edemiyordum. Elbette, doğru olanı buluncaya kadar ifadeyi epey değiştirdim. “Sevildiğimi hissetmeye başlıyorum” diye başladım. Daha sonra da “sevildiğini hissetmeye başlama”nın nasıl bir şey olduğunu hayal ettim. Kendinizi İYİ hissetmenizi insanlar sağlıyorlar! Ne ekiyorsunuz?
Fiziksel olarak, ne ekiyorsunuz? “Kendimi kötü hissediyorum.” “Kendimi aşağılanmış hissediyorum.” Kendimi hilkat garibesi gibi hissediyorum.” Peki, peki, peki. Sonuncusuna burada değinmeyeceğiz bile. Ama bu durumu değiştirmek için yapabileceğiniz bir şey var. Tümcelerin zamanını, şimdiki zamandan geçmiş zamana çevirin. “Kendimi çok kötü hissettim.” “Kendimi aşağılanmış hissettim.” “Kendimi hilkat garibesi gibi hissettim.” Gördünüz mü? İşte, kendinizi nasıl HİSSETMİŞ olduğunuz. Şimdi devam edebilirsiniz. Kendinizi çok berbat hissetmiş olabilirsiniz; ama şimdi devam etme zamanı. Kendinizi hilkat garibesi gibi hissetmiş olabilirsiniz; ama siz o değilsiniz. ŞİMDİ DEVAM ETME ZAMANI. Ne ekiyorsunuz? DURDURUN ONU. Durduruverin ki biçmeyesiniz. “Bu sizin misyonunuz. Tabii, kabul etmeyi seçerseniz.”
Finansal olarak, yaşamınız için “ektiğiniz” mecaz nedir? “Beş parasızım.” “Asla yeni bir arabam olamayacak.” “Adam gibi bir iş bulamıyorum.” Ne ekiyorsunuz? Düşünceleriniz, sizi fiziksel olarak etkiliyor. Öyleyse, şimdi yukarıdaki her şeyin üzerinden BİR DAHA geçmelisiniz. Ne ekiyorsunuz?
Tamam, şimdi yaşamlarımızı kontrol altına alalım. Bu çok güçlü Neden-Sonuç Yasası’ndan olumsuz yönde etkilenmek yerine, ne ekersek onu biçeceğimizi hatırlayarak onu olumlu yönde kullanmalıyız. İntikam alma mesajı vermiyorum; bu bir gerçek; ne ekerseniz onu biçersiniz.
Bunu ŞİMDİ durdurabilirsiniz.
YAŞAMINIZI DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ.
E-BÜLTEN
kişisel gelişim
Ne Ekersen Onu Biçersin