Geçici işçi uygulamasının bu kadar popüler olması genellikle işverenlere esneklik kazandırmasıyla açıklanıyor. Oysa aynı işveren için o kadar çok sayıda geçici işçi o kadar uzun süreler boyunca –bazen yıllarca-çalışıyor ki, bunu sadece esneklikle açıklamak mümkün değil. Hele PİÖ’lerin ortaya çıkışını esneklikle açıklamak hiç mümkün değil. Bu eğilimlerin popülerliğine getirilecek daha makul bir açıklama, her iki örgütlenme tipinin de, bir işyeri için çalışan insanları, yasal olarak, ‘işgören statüsünden çıkarması’ olabilir. Bana kalırsa, geçici işçi sayısındaki artışın ve PİÖ’lern ortaya çıkışının temelindeki itici kuvvet, işverenlerin uyması zorunlu kural ve düzenlemelerin yükünün sürekli artıyor olmasıdır.
Bu kural ve düzenlemelerin getirdiği maliyet bile tek başına, küçük firmaları boğulma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. ABD Küçük İşletmeler İdaresinin (SBA) verilerine göre, ABD’deki devlet düzenlemelerinin, zorunlu kırtasiye işinin ve vergi yükümlülüğünün 500’den az işgören çalıştıran işletmelere yıllık maliyeti, 1995’te (hakkında güvenilir verilerin mevcut olduğu son yıl budur.) işgören başına 5.000 dolar civarındaydı. Bu miktar, işgören ücretlerinin, sağlık, sigorta ve emeklilik kesintilerinin yarattığı maliyetin –ortalama bir küçük iş sahibi işveren için bu rakam 1995’te 22.500 dolar kadardı –üzerine yüzde 25’lik bir yük daha binmesi anlamına gelmektedir. İstihdamla bağlantılı kırtasiye maliyetinin o tarihten bu yana yüzde 10’dan fazla arttığı tahmin ediliyor.
Geleneksel işgörenler yerine geçici işçi kullanıldığında, bu maliyetlerin birçoğundan tümüyle kurtulmak mümkün. Geçici işçi kullanıldığında, bu maliyetlerin birçoğundan tümüyle kurtulmak mümkün. Geçici işçilerin saat ücretleri çoğu zaman resmi, tam zamanlı işgörenlerin ücret ve yan ödeme maliyetlerinin epey üstünde olsa bile, geçici işçi tedarik eden bürolarla sözleşme imzalayan şirket sayısının bu kadar fazla olmasının nedeni de bu. Bürokrasinin maliyetini azaltmanın bir başka yolu da, işgören ilişkilerini dışarıya ihale etmektir-bir başka deyişle, kırtasiye işlerini bir uzmana yaptırmaktır. İşlerine bakılmak üzere bir araya getirilen küçük işletme sayısı en az 500 işgöreni kapsayacak miktara ulaştığında –bir PİÖ’nün yaptığı da zaten budur-işgören ilişkilerinin maliyeti, SBA’nın rakamlarına göre, yüzde 40 azalmaktadır.
İşgören ilişkilerini dışarıya ihale ederek emek maliyetini önemli oranda azaltanlar sadece küçük işletmeler olmuyor. McKinsey’in 1997 tarihli bir araştırmasının sonuçlarına göre, bir küresel Fortune 500 şirketi –bir başka deyişle, gerçekten de çok büyük bir şirket –işgören ilişkilerini dışarıdan bir şirkete yönettirmekle kendi emek maliyetlerini yüzde 25-33 oranında azaltabilmektedir. Bu araştırmanın yayımlanması, ertesi yıl Exult’un kurulmasına neden oldu.
İşgörenlerin ve işgören ilişkilerinin dışarıya ihale edilmesi uluslararası bir eğilim. İstihdam yasaları ve düzenlemeleri ülkeden ülkeye büyük değişiklikler gösteriyorsa da, bunların şirketlere yüklediği maliyetler gelişmiş ülkelerin hepsinde çok yüksek. Örneğin, Adecco’nun en büyük pazarı Fransa, ikinci büyük pazarı ABD; ve bu şirket Japonya’da yılda yüzde 40’lık bir hızla büyümekte. Exult 2000 yılında İskoçya’da bir işgören yönetimi merkezi açtı ve Londra ile Cenevre’de de büroları var.
Kuralların zaman ve verilen dikkat bakımından işletme yönetimine getirdiği maliyet, istihdam yasalarına uymanın maliyetinden daha yüksek oluyor. 1980 ile 2000 yılları arasında, ABD’de istihdam politikalarını ve uygulamalarını ilgilendiren yasa ve düzenlemelerin sayısı 38’den 60’a çıkarak, yüzde 60’lık bir artış gösterdi. Bu düzenlemelerin hepsi de, yöneticilerin çok sayıda rapor hazırlamasını gerektiriyor ve kasıtlı olmayan ihlalleri dahi, para ve diğer cinsten cezalara bağlıyor. SBA’nın dörtte birini istihdamla ilgili kırtasiye işlerine ayırmak zorunda kalıyor.
Bir de, hiç eksik olmayan ve sürekli büyüyen dava tehditleri söz konusu: 1991 ile 2000 yılları arasında, İstihdamda Fırsat Eşitliği Komisyonuna ulaşan cinsel taciz dosyalarının sayısı yılda 6.900’den neredeyse 16.000’e çıkarak, iki kattan fazla arttı. Ve komisyona ulaşan her dosyaya karşılık 10 veya daha fazla dosya da kuruluş içinde sonuçlandırılıyor ve bunların her biri için saatlerce soruşturma yürütülmesi, ifade alınması ve önemli miktarlarda yasal ücret ödenmesi gerekiyor.
Bu durumda, işverenlerin (özellikle büyük çoğunluğu oluşturan küçük şirketlerin) sundukları ürün ve hizmetler üzerinde çalışmaya zaman bulamamaktan –yani, sonuçlar üzerinde çalışacak zamanı bulamamaktan –acı acı yakınmalarına şaşmamak gerek. Bütün bunlar yerine sorunlar üzerinde –yani işgören ilişkileri üzerinde- çalışmak zorunda kalıyorlar. Artık o eski ‘İnsanlar bizim en büyük varlığımızdır.’ Şarkısını söyleyemiyorlar. Onun yerine, ‘İnsanlar bizim en büyük varlığımızdır.’ İddiasındalar. İstihdam acentelerinin başarısının ve PİÖ’lerin ortaya çıkışının altında yatan şey, bunların her ikisinin de şirket yönetimlerine kendi işleri üzerinde odaklanma imkanı vermesidir.
Bu arada, bu sav maquiladora’ların –ABD sınırının Meksika tarafında, daha doğrusu Meksika’da bulunan ve ABD’de, Uzakdoğu’da veya Meksika’da üretilmiş parçaları ABD pazarları için monte edip tamamlanmış ürünler haline getiren imalat tesislerinin –başarısını da açıklıyor. Aslında, imalat şirketlerinin bu tür montaj işlerini dışarıya ihale etmelerinin gerçek nedeni, epey su götürür bir gerekçe olan emek maliyeti tasarrufundan çok, muhtemelen kırtasiye işlerinden kurtulmaktır. Maquiladora’nın efendisi durumundaki Meksika şirketi, bütün işgören düzenlemelerini ve faaliyetlerini –bunlar Meksika’da da ABD’deki kadar karmaşıktır –kendisi üstlenerek ve böylece, ABD veya Japon fabrika sahiplerine kendi işlerine odaklanma imkanını vererek, ortak işveren olarak davranmış oluyor.
Gelişmiş ülkelerin herhangi birinde, istihdam kurallarının ve düzenlemelerinin getirdiği maliyetlerin ve yükümlülüklerin düşeceğine inanmak için en ufak bir neden görünmüyor. Tam tersine: ABD’nin bir hasta hakları beyannamesine ne kadar çok ihtiyacı olursa olsun, böyle bir şey hiç kuşkunuz olmasın, işverenlerin karşısına muhatap olmak –bir dizi yeni rapor yazmak ve kırtasiye işleriyle uğraşmak, yeni bir şikayet, anlaşmazlık ve dava sağanağıyla başa çıkmak –zorunda kalacakları yeni bir resmi daire kademesi daha çıkaracaktır.
Drucker, Peter. Klasik Drucker, Çev. Zülfü Dicleli, Optimist, s. 57.
E-BÜLTEN
ipuçları
Kırtasiyeye Boğulmak