Yazar: Sylvia Henderson
İşinizi ilerletmeyi düşünmüyorsanız, bu yazıyı hiç okumayın.
Finansal destek ya da iş temasları peşinde değilseniz, okumayı burada kesin.
Fikirlerinizi, iş planlarınızı ya da politik görüşlerinizi başkalarına etkili ve kararlı bir biçimde sunma ihtiyacı duymuyorsanız, bu yazıyı es geçin.
Başkalarıyla iletişim kurmaya ya da herhangi bir biçimde sunum yapmaya ihtiyacınız yoksa, okumak için bir saniyenizi daha harcamayın.
Artık ilginizi çektiğime göre, ki birinin sizi dinlemesini, sözcüklerinizi okumasını ya da ona göstermek zorunda olduğunuz şeyi görmesini sağlamak için yapmanız gereken tam da budur, başkalarıyla nasıl daha etkili bir iletişim kurabileceğinize dair somut ipuçları almaya muhtemelen açıksınız demektir.
İster ilişki geliştirme ortamlarında tek bir kişiye, isterse resmi bir toplantıda 100 kişiye sunum yapıyor olun, pozisyonunuz ne olursa olsun, yeterliğinizi ve otoritenizi göstermelisiniz. Böyle yaparak, kariyerinizde ilerleyebilir ya da işinizi bir sonraki seviyeye taşıyabilirsiniz.
İlk izlenimler yaşamsaldır. Genellikle, ilk izlenimi, karşılaştığınız birinin elini sıktığınızda bırakırsınız. Tokalaşma şekliniz, kritik bilgi taşır. Cinsiyet fark etmeksizin, kendinden emin, kuru ve sıcak bir tokalaşma, güç ve özgüven ifadesidir. Ne var ki kadınlar, “tokalaşma” hakkında özellikle bilinçli ve ehil olmak durumundadırlar; çünkü bu süreç ve teknik, onlara erken yaşta öğretilmez.
Babam, bana ayakta dik durmayı ve insanların gözlerinin içine bakmayı öğretti. Tanıştığım hatırı sayılır sayıda profesyonel, gevşek bir biçimde oturuyor ya da biz konuşurken göz temasını koruyamıyor. Hoş bir takım elbise ve temiz pak bir beden, iyi bir ilk izlenim bırakır. Ama, dik duruş ve doğrudan göz teması, özgüven ve iddianın ifadesi olarak kalıcı bir izlenim bırakır.
İster sahnede, isterse bir ilişki geliştirme etkinliğinde karşılıklı sohbet halinde olun, bir kişiyle göz temasını en azından 5 saniye korumaya çalışın.
Toplantılar, genellikle yemekli içkili ortamlarda düzenlenir. Yemek ve içkinizin konumunu öyle belirleyin ki sağ eliniz tokalaşmak ve kartvizit vermek için serbest kalsın. Yaka kartınızı sağınıza, omzunuzun hemen altında ve göğüs çizginizin üzerinde bir noktaya takın. Tokalaşmak üzere uzandığınızda, diğer kişi adınızı net olarak görür ve bakmamaları gereken birşeye gözlerini dikerek baktıkları duygusuna kapılmazsınız.
Nefesiniz için küçük naneli şekerler taşıyın. Sunumunuzun hemen ardından bireysel görüşmeler yapma ihtimaline karşı, resmi bir sunumu bitirir bitirmez ağzınıza yavaşça bir şeker atın. Kim olduğunuzu, ne iş yaptığınızı ve sizinle nasıl temasa geçileceğini anlatan, 30 saniyelik bir “asansör konuşması” hazırlayın ve buna çalışın. Bir asansör konuşması, iş yapmak istediğiniz biriyle birlikte asansörle ininceye ya da çıkıncaya kadarki zamanda tamamlayabileceğiniz bir sunumdur.
Kullandığınız sözcükler, bıraktığınız izlenim açısından önemlidir. “Yapabilirim”, “yaparım” ve “yapacağım” gibi güç ifadelerini kullanın. Cümleleri soru işaretleriyle bitirmekten ve “Ben yeniyim”, “Belki”, “Sanırım” demekten kaçının.
Sunuma yönelik bu güç teknikleri, ister ilişki geliştiriyor olun, isterse resmi bir sunum yapın, benzer mesajlar taşır. İletişim ya da sunum becerilerinizi çalışmak ya da geliştirmek için zamanınız ya da paranız olmadığını düşündüğünüzde, kendinize işinizi ya da kariyerinizi büyütmeme lüksünüz olup olmadığını sorun.
Tipik olarak “yumuşak beceriler” şeklinde sınıflandırılan bu tür beceriler finansal ve kurumsal pazarlama becerilerine göre ikinci sırada yer alsa da ilettiğiniz soyut mesajlar, kendinizden emin ve profesyonel bir biçimde iletmezseniz, bilançonuz üzerinde gayet somut etkiler bırakır.