Yazar: Handan Saraç
23 Haziran, “Second Life” adlı online simülasyon oyununun üçüncü yaş günü. İnsanlar üç yıldır, bir ikinci hayat özlemini gidermek umuduyla bu ilginç sanal dünyaya akın ediyor.
Çoğumuz bir ikinci hayatın özlemini çekeriz. Kimi, öbür dünyada şimdikinden daha cazip bir ikinci hayat yaşama olasılığına umut bağlar. Kimi, reenkarnasyona inanıp ikinci hayatı bir gün bu dünyada ama başka bir bedende bulma beklentisiyle avunur. Kimimiz de sadece günlük rutinin dışına taşan hobilerimiz, farklı davranış ve yaşayış biçimlerimizle “şimdi ve burada”ya sığdırmaya çalışırız ikinci hayatımızı.
Belki Second Life, bizi inceden inceye kemiren bu özlemlere verilen bir yanıt. Sanal dünyada dolu dolu yaşanacak bir ikinci hayat vaadi.
“Sizin dünyanız. Sizin düş gücünüz.” Web sitesinin ana sayfası böyle karşılıyor ziyaretçileri. Her ziyaretçi bir “oyuncu” adayı. Ya da “Second Life”ın sanal dünyasında düşlerini kovalayan biri. İçimizden biri.
Second Life nasıl bir yer?
San Francisco’daki Linden Lab’de tasarlanıp geliştirilen Second Life, tümüyle
“sakinleri” tarafından inşa edilen ve onlara ait olan üç boyutlu bir sanal
ortam. 2003 yılında gerçekleştirilen lansmanından sonra çığ gibi büyüyen
ve bugün tüm dünyadan 200.000’i aşkın insanın, kendi seçtiği bir kimlikle
yaşadığı bir yer.
Bu dünyaya girdiğiniz anda muazzam bir dijital alanı keşfetmeye başlıyorsunuz. İnsanlarla, eğlencelerle, türlü deneyim ve fırsatlarla dolup taşan bir alan bu. Belki kısa bir keşiften sonra siz de orada kendi evinizi veya işinizi kurmak için uygun bir yer edinmeye kalkışacaksınız.
Çevrenizde, o ortamda yaşayan diğer sakinlerin yarattığı sayısız nesne bulacaksınız. Burada yaratıcılar, yarattıkları şeylerin tüm haklarına sahip, Her şey alınıp satılabiliyor. Pazaryerinde her ay milyonlarca dolarlık alışveriş gerçekleşiyor. Alışverişler “Linden doları” cinsinden yapılıyor ama daha sonra ABD dolarına çevrilip gerçek dünyaya aktarılabiliyor. Herhangi bir anda sınırlı miktarda Linden dolarınız oluyor ve serbest girişimle para kazanabiliyorsunuz ama vergisini de ödemek zorundasınız.
Romantik temalar
Peki Second Life’da oyuncular birbirleriyle flört edebiliyorlar mı? Evlenmeleri
söz konusu mu? Second Life’ın yaratıcılarından Cory Ondrejka, asıl amaçlarının
insanları dostça bir etkileşim içinde bir araya getirmek olduğunu, ancak
bu oyunun bir çöpçatanlık servisi olarak algılanmasını istemediklerini söylüyor.
Second Life’daki “ucu açık deneyim” kavramı çerçevesinde, oyuncular kimlerle
ve nasıl bir sosyal ilişki içinde olacaklarına kendileri karar veriyor. Binlerce
ilginç sakinin yaşadığı bu ortamda “romans” da doğal olarak ortaya çıkıyor.
Second Life büyük çapta renkli düğünlere sahne olduğu gibi bazı evlilikler
sakinlerin gerçek hayatlarına da taşınıyor.
Gerçek dünyada bir yabancıyla etkileşime girmenin önünde birçok sosyal engel bulunabilir. Burada ise ilişki kurmak çok daha kolay. Kamp ateşleri çevresinde sohbetler, define avcılığı ya da diğer bazı yarışmalar, sakinlere eğlenceli deneyimler paylaşarak arkadaş edinme fırsatları veriyor.
Gerçek hayata dersler
Pek çok insan Second Life’ı yalnızca sanal bir oyun alanı olarak görüyor olabilir.
Ancak, giderek daha çok sayıda kişi ve kurum bu oyundan, eğlencenin ötesinde
uygulamalar için yararlanıyor. Second Life, uzaktan eğitim, bilgisayar destekli
işbirliği, simülasyon, medya çalışmaları ve kurumsal eğitimle ilgilenenlere
ideal bir ortam sunuyor. Oyunun yaratıcıları bile Second Life’ın bir gün
işletme öğrencilerinin girişimcilik yeteneklerini sınama ya da istismara
uğramış çocuklara sosyal beceriler kazandırma yolu olarak kullanılmasını
beklemiyorlardı.
live2give adlı bir projede ise beyin felci sorunu yaşayan 9 yetişkin, oluşturdukları bir forumda günlük deneyim ve etkileşimlerini paylaşıyorlar. Tek bir Second Life oyuncusu olarak cisimlenen bu 9 kişi, “yargılanmadan” diğer insanlarla birlikte yaşayabiliyor. Konuşma güçlükleri nedeniyle gerçek hayatta kendilerini ifade etmekte zorlanırken, burada onlarla çalışan sağlık görevlisi sadece onların istediklerini tuşlayarak iletişimlerini kolaylaştırıyor. Hatta sosyal etkileşim provalarının yapıldığı bir otistikler adası da var Second Life’da.
Söz rakamların
İşte 2006 yılının ilk aylarından Second Life ile ilgili rakamlar:
• 125 kilometrekarelik bir sanal gerçeklik alanı oluşturan 2000 simülatör
• %75’i ABD’li, %25’i İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelerden oyuncular
• Ortalama yaş 32
• %43 kadın, %57 erkek
• Sunucular üzerinde kullanıcılarca yaratılmış 15 terabayt veri
• Ayda 5 milyon dolarlık sanal ticari işlem
• Ayda yaklaşık 180.000 adet nesne satışı
• %75 alıcı, %25 satıcı
• “Sanal emlak” satışından yılda 175.000 dolar kazanan bir emlak kralı!
Ya sonra?
Bu kadar kişinin böyle bir arayış içinde olması, gerçek dünyayı belki kaçıncı
kez sorgulamaya itiyor insanı. Ya da şöyle düşündürüyor: İnsan her yerde
aynı insan olduğuna göre, “Second Life” ne kadar “dayanabilir”? O da “bozulacak”
mı yoksa onu “bozma” özgürlüğü verilmediği için er geç oyuncular tarafından
terk mi edilecek?
Bu dünyada “oyunun kuralları” çoktan bozuldu. Ayrımcılık, şiddet, sömürü, ihanet, yalan, stres... Belki Second Life insanlar için bir kaçış, bir umut. Ama o sanal ortamda giderek daha yoğun yaşamak, insanların kendi gerçek hayatlarına günden güne daha az zaman ve emek harcaması demek olabilir mi?
Second Life yalnızca bir hobi, eğlenceli bir kaçamak değil, tam anlamıyla, tüm kapsamıyla bir “ikinci hayat”. Bir bakıma gerçek hayatın yerini almaya aday. Böyle bir ikinci hayata ne dersiniz?
Second Life’ın üçüncü doğum günü, sizin ikinci hayatınızın ilk günü olabilir.
Karar sizin!