Yazar: Dr. Gaby Cora
İş sahipleri ve kurumsal savaşçılar, şirketlerini ayakta tutmak için mücadele ediyorlar. Çoğu, zaten günde 16 saat çalışıyordu; şimdi ise bir işgünü hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyor. Çoğumuz, kriz yatışıncaya kadar dalgalı sularda kürek çekmek için elimizden geleni yapıyoruz. Zaten gerilmiş olan pek çok yönetici ve girişimci, maksimum kapasiteyle çalışma gücünü, artık kendi içinde arıyor. Tabii, bu kişilerin aileleri de stresten etkileniyor. Çocuklar bile arkadaşlarının ebeveynlerinin işlerini kaybettiklerini ya da çocuklarını okutabilmek için çırpındıklarını biliyorlar.
Hem iş ihtiyaçlarınızı, hem de stresinizi ve ailenizin stresini nasıl yöneteceksiniz?
Aşağıda, mali sıkıntıların yaşandığı dönemlerde işinizi ve ailenizin stresini yönetmek için bazı ipuçları bulunuyor:
1) Durumu değerlendirin: Herkes finansal kurtarma müdahalelerinin mucizevi bir şekilde anında yapılacağına ve herşeyin çözüleceğine kalpten inanmak istese de mevcut durumun önümüzdeki haftalar ya da aylar içinde çözülemeyeceğini biliyoruz. Başkan adaylarımız, kendilerine bu konu sorulduğunda sessiz kalıyorlar. Hiçbir adayın bu krizi bir gecede çözemeyeceğini ve ayakta kalabilmek, krizden kurtulmak ve başarılı olmak için bir plana ihtiyacınız olduğunu bilmelisiniz. Geleceğe yönelik olumlu bir bakış açısına (“Bu zor zamanlar da geçecek”) sahip olmalısınız. Aynı zamanda, gerçekçi olup, önceki koşullarınıza yeniden kavuşmak ve fırsatları öngörmek için birlikte çok çalışmak gerektiğini söylemelisiniz.
2) Ailenizi toplayın: Ofiste çok meşgul olsanız bile ailenizle düzenli olarak buluşmalı, iş ve aile durumunuzu soğukkanlı bir biçimde tartışmalısınız. Hangi noktada bulunuyorsunuz? Genç nesil, ebeveynlerine kıyasla daha bağımsız ve zengin bir ortamda yetişti. Siz ne yapabilirsiniz ve her bir aile üyesi gereksiz harcamaların kısılmasına nasıl katkıda bulunabilir, güçleri nasıl birleştirebilir (örneğin iki otomobil yerine tek bir otomobil kullanmak) ya da geçici bir iş nasıl arayabilir? Genç çocuğunuz biraz harçlık istiyor ve okulda da başarılı ise ona yarı zamanlı bir iş bulmasını önerebilirsiniz. Herkes bir şekilde katkıda bulunabilir.
3) Yapabileceğiniz işleri planlayın: Jimnastik salonuna verdiğiniz parayı tasarruf etmek istiyorsanız, bu, mahallenizde ya da tozlu koşu bandınızda hızlı yürüyüş yapamayacağınız anlamına gelmez. Yoga derslerine katılmayabilirsiniz; ama evde yoga yapabilirsiniz. Bireysel koçluk ya da terapi seanslarından tasarruf edebilirsiniz; ama grup seanslarına katılabilir ya da kendi kendine yardım kitapları ve kayıtları satın alabilir ya da satın aldığınız ama hiç kullanmadığınız kitap ya da kayıtları (dolabınızda örümcek ağı bağlayan kitap ya da kayıtlar) uygulayabilirsiniz. Evde halihazırda neler bulunduğunu gözden geçirin ve yardımcı olabilecek alternatifleri kullanın.
4) Eşler, küçük ve büyük çocuklar ruh halinizden etkilenirler: Çocukların sünger gibi olduklarını ve ruh halinizi algılayan antenlere sahip bulunduklarını unutmayın. Herşeyin yolunda olduğunu söyleyebilirsiniz; ama onlar, sözleriniz ile davranışlarınızın örtüşmediğini hemen fark ederler. Gergin olduğunuzu ve endişeli göründüğünüzü sezerler. Onları derin kaygılarınızdan korumak isteseniz de özetle zor zamanlardan geçtiğinizi ve aileye yardımcı olmak için çok çalıştığınızı söyleyebilirsiniz. Planınıza uygun olarak yapmakta olduğunuz şeylerden bazılarını onlara da anlatın ve yardım etmek için yapabilecekleri birşey olup olmadığını sorun. Şaşırabilirsiniz ama, küçük çocuğunuz, sevdiği bir içecekten tasarruf edeceğini söyleyebilir. Denetleyebilecekleri şeylerle katkıda bulunmalarına izin verin. Bu, onlara sorumluluk ve işbirliği duygusu kazandıracaktır. Duygusal tartışmalardan kaçının ve neler yapabileceğinize ve karşılıklı olarak nasıl katkıda bulunabileceğinize odaklanın.
5) Kısa ve uzun vadeli plan yapın: İşiniz için büyük ihtimalle bir plan yaptınız; aileniz için de bir plan yapın. Önümüzdeki üç ay, altı ay ve bir yıl için bir ev halkı planı hazırlayın. Planınızı önceden belirlenmiş bir aile toplantısında aylık ya da haftalık olarak kontrol edin.