Michel Foucault'un Doğruyu Söylemek (Fearless Speech) kitabından alınmıştır. Fenikeli Kadınlar, Euripides'in bir oyunudur.
Önce Fenikeli Kadınlar oyununu ele alalım. Bu oyunun ana teması, Oedipus'un iki oğlu Eteokles ve Polyneikes arasındaki kavgadır.
Hatırlayacağınız üzere, Oedipus'un ölümünden sonra, oğulları Eteokles ve Polyneikes, babalarının mirası ‘keskin kılıç ile' bölüşecekleri yönündeki kehanetinin gerçekleşmesini engellemek için bir anlaşma yaparak Thebai'yi yıldan yıla dönüşümlü olarak yönetmeye ve ilk yıl (büyük kardeş olan) Eteokles'in başa geçmesine karar verirler. Ancak, Eteokles hükümdarlığının ilk yılı sona erdiğinde tahtı bırakmayı ve iktidarı kardeşi Polyneikes'e devretmeyi reddeder. Bu nedenle oyunda Eteokles tiranlığı, Polyneikes –ki sürgünde yaşamaktadır– ise demokratik rejimi temsil etmektedir. Babasının tahtındaki payını geri almak isteyen Polyneikes, Eteokles'i defetmek ve Thebai kentini ele geçirmek üzere bir Argos ordusuyla geri döner. İokaste –Polyneikes ile Eteokles'in anneleri, Oedipus'un karısı ve annesi– iki oğlunu ateşkes yapıp buluşmaya ikna eder. Polyneikes buluşmaya geldiğinde İokaste ona Thebai'den sürgün edildiği dönemde yaşadığı sıkıntıları sorar. ‘Sürgünde olmak gerçekten de zor mu?' diye sorar İokaste. Ve Polyneikes ‘Her şeyden daha zor' diye cevap verir. Ve İokaste sürgünün neden bu kadar zor olduğunu sorduğunda, Polyneikes bunun nedeninin parrhesia'nın* tadını çıkaramaması olduğunu söyler:
İokaste: Herşeyden çok bilmek istediğim şudur: Sürgün hayatı nasıldır? Büyük bir sefalet midir?
Polyneikes: En büyüğü.... Söylendiğinden de kötü.
İokaste: Ne açıdan kötü? Bir sürgünün kalbini en çok yaralayan şey nedir?
Polyneikes: En kötüsü nedir bilir misin? Özgürce konuşma hakkından mahrumdur insan. [en men megiston, ouk ekhei parrhesia]
İokaste: İnsanın zihninden geçenleri söylemekten men edilmesi... Bu, bir kölenin yaşamına benziyor.
Polyneikes: İnsan yönetenlerin aptallığına dayanmak zorunda kalıyor.
İokaste: Delilerle deliliklerinde buluşmak... Bu, insanı hasta eder.
Polyneikes: İnsan kendi yararı uğruna doğasına karşı geliyor ve köle oluyor böylece.
Bu birkaç satırda gördüğünüz gibi parrhesia öncelikle Polyneikes'in toplumsal statüsüne bağlıdır. Çünkü eğer sitenin nizami vatandaşlarından değilseniz, sürgündeyseniz, parrhesia'yı kullanamazsınız. Bu, oldukça açıktır. Ancak, burada başka bir şey daha söylenmektedir: Eğer özgür konuşma hakkına sahip değilseniz, iktidarın hiçbir türünü kullanmanız mümkün değildir ve bu nedenle bir köleyle aynı statüye sahip olursunuz. Dahası, eğer vatandaşlar parrhesia‘yı kullanmazlarsa, hükümdarın iktidarına karşı koyamazlar. Ve eleştiri hakkı olmazsa, bir hükümdar tarafından kullanılan iktidarın sınırı olmaz. Böylesi sınırsız bir iktidar, İokaste tarafından "delilerle deliliklerinde buluşmak” şeklinde nitelenir. Zira iktidar, delilikle doğrudan bağlantılıdır. İktidarını kullanan insan, ancak onu eleştirmek ve böylece iktidarına ve emirlerine bir sınır koymak üzere parrhesia kullanan biri varsa, bilge olabilir.
*Parrhesia sözcüğü, Yunan edebiyatında ilk kez Euripides’te [MÖ 484–407] karşımıza çıkar ve MÖ V. yüzyılın sonundan itibaren Antik Yunan edebiyatında sürekli kullanılır. Parrhesia İngilizceye genellikle “free speech” [özgür konuşma] (Fransızcaya franc–parler [açıksözlülük], Almancaya da Freimütigkeit [açıksözlülük]) şeklinde çevrilir. Parrhesiazosmai ya da parrhesiazesthai, parrhesia kullanmak anlamına gelir. Parrhesiastes ise parrhesia kullanan, yani hakikati söyleyen kişiyi tarif eder.
Kaynak: Michel Foucault, “Doğruyu Söylemek”, Ayrıntı Yayınları, 1. Basım, 2005, ss. 23-25.
E-BÜLTEN
hayata dair
Fenikeli Kadınlar [MÖ 411–409]