Yazar: Edward B. Toupin
Tanıdıklarım arasında yüksek kültür düzeyine ve güçlü sezgilere sahip hanımlardan biri, bana tatmin edici bir yaşam sürmeye yönelik önemli bir bilgi vermişti. Ben, uzun ve kalpten bir iç monolog beklerken; o, kısa bir nefes almış, parmağıyla işaret etmiş ve “Denge” demişti. Bu kadardı. Yalnızca “Ne?” diye sorabilmiştim. Gülümsedi ve yürüyerek uzaklaştı.
Yıllar geçtikçe onun o tek sözcüğünü yavaş yavaş anlamaya başladım. Kolay bir ders değildi; çünkü kendi düşünceme göre ben dengeliydim. Ne var ki, dengenin anlamını, kelimenin tam anlamıyla dengesiz olduğunuzu fark ettiğiniz zaman kavrıyorsunuz. Yaşarken, bilseniz de bilmeseniz de, her zaman bir şekilde dengesizsiniz. Ve yaşamınızdaki “tek” iş, denge sağlamaya çalışmak ve onu yaşam boyu korumaktır.
Tek İşim mi?
Yinelemek gerekirse… Yaşamdaki “tek” işiniz, denge sağlamak ve onu yaşam boyu korumaktır. Bu kadar! Yaşam bu kadar basit! Tabii, öyle olmasını istiyorsanız. Bu kavramı açıklamak için, ortalama bir yaşamın bazı ögelerini düşünelim:
1. Bir işiniz var.
2. Evlisiniz.
3. Çocuklarınız var.
4. Bir eviniz var.
5. Bir arabanız var.
6. Her şeyden kaçmak için hafta sonları balığa gidiyorsunuz.
7. Bir hobiniz var.
Pek çok kişi için, bu yaşam bileşenlerinden her biri, ayrı varlıklarmış gibi görünür ve hepsi birbirini etkiler. Sorunlar da burada başlar. İşyerinde çok zaman geçirirsiniz ve eve geldiğinizde yorgunsunuzdur. Doğal olarak, karınıza ve çocuklarınıza ayıracak zamanınız yoktur. Ev ve araba dahil her yere para yetiştirmek durumundasınızdır. Kaçmanız gerekir; yalnız başınıza balığa gitmelisinizdir, ya da başka bir şey. Böylece, bir sonraki hafta bunların hepsini yeniden yapmak için enerji toplayabilirsiniz. Hobinizi seviyor ve tüm zamanınızı ona ayırmak istiyor; ama fırsat bulamıyorsunuzdur. Bu durum, moralinizi bozduğu gibi, işiniz, aileniz ve genel anlamda yaşamınız üzerinde gerginlik de yaratıyordur.
Ama, bir an durup, bütün bu “farklı” yaşam bileşenlerinin aslında daha büyük bir bileşenin küçük parçaları olduğunu hiç düşündünüz mü? Bunları yaşamın ayrı parçaları olarak görmek yerine, “bir ve tek yaşamınızı” oluşturan yönler olarak görün. Bu ögelerin tek tek bir şekilde etkileşimde bulundukları gayet açık olduğuna göre, neden onları serbest bırakmayasınız? Birinin diğerine müdahale etmesine izin vermektense, yaşamınızın rotasını iyileştirmeleri için hepsine fırsat vermeyi öğrenin.
Tek Başınıza Yapılacak Bir İş…
Yaşamınızın farklı bileşenlerinin birbirine nasıl uyum sağladığını ve birbirini nasıl geliştirdiğini bir kez anladığınızda, sonraki adımınız, daha çok memnun ve tatmin olmak için bu bileşenleri nasıl dengeleyeceğinize karar vermektir. Bu, “Kendi Yaşamınızın Yöneticisi” olarak ilk projenizdir.
İş
Pek çok insan, işini kaybetmekten korkar. Bu yüzden, saatler boyu adeta ruhunu da katarak çalışır. Biricik işiniz, ayakta kalmanızı sağlayabilecek tek şeymiş gibi görünür ve sonunda tüm yaşamınız olur. Ama, böylesine insanüstü bir çalışmanın yararı nedir? Pek çok insan maaşlı çalıştığından, günde 8 ya da 18 saat çalışsanız da aynı parayı alırsınız.
İş, yaşamınızın yalnızca bir parçasıdır ve hem kendiniz ve aileniz için güvence sağlamanın, hem de kendinizi tatmin etmenin bir yoludur. Yaşamınız değildir. Yeteneklerinizi değerlendirin ve istediğiniz şeyin para mı, iş mi olduğuna karar verin. Paraysa, istediğiniz miktarı size kazandıracak bir şey bulmayı öğrenmelisiniz. İşse, daha çok tatmin için işinizi yeniden düzenlemeyi ve yaşamınızın geri kalanı boyunca ihtiyaçlarınızı en iyi biçimde karşılayacak öncelik sıralamasını yapmayı öğrenmelisiniz.
Unutmayın, “işverene sadakat” geçmişte kaldı ve eskinin dev aile şirketleri artık yok. Kendinizi düşünmeli ve kendi güvencenizi sağlamalısınız. Güvenlik, sizin ve aileniz için önemlidir ve kendiniz için yaratmanız gereken bir şeydir.
Aile
Pek çok durumda, işiniz ve aileniz arasında yazı-tura atmanız gerektiğinde, aile kaybedecektir. Ama, evden ve aileden gelen baskılar, işinizi ve yaşamınızın diğer yönlerini etkileyebilir. İşteki önceliklerinizi ayarlayarak ve neyin önemli olduğuna karar vererek, işte güvence ihtiyacı ile aileyi memnun etme ihtiyacı arasındaki çatışmaları daha iyi dengeleyebilirsiniz.
İster inanın, ister inanmayın, aile, kişinin yaşamında amaç ve tatmin duygularını yoğun olarak hissettirir. Gurur duyulması ve şefkat gösterilmesi gereken bir şeydir; çünkü o sizin eserinizdir. Ailenizde bir durgunluk yaşandığını ya da arzuladığınız tatmini bulamadığınızı hissediyorsanız, bu değişikliğin nedenini araştırmanız gerekir. Belki işe harcadığınız zaman, ailenizden çalınıyordur. Ya da dış dünyanın stresleri, aile yaşamınızı etkiliyordur.
Finansal Durum
Pek çok insan, paraya büyük değer verir. Ama, para bir hedef değildir. Kendiniz ve aileniz için güvence sağlamanın bir yoludur. Başarıyı ölçmenin yoludur. Bir hedefe ulaştıracak araçtır. Öte yandan, bu son ifadeyi biraz açmak gerekir.
Ne kadar para yeterlidir? Çok para kazanmak istiyorsanız, bunun miktarı nedir? “Yeterli” olacak paranın miktarı ölçülemez. Tüketim söz konusu olduğunda, basit anlatımla, hareket halinde bir hedef söz konusudur; çünkü hedefinize ne zaman ulaştığınızı belirleyecek gerçek bir ölçü yoktur. Oysa, rahat yaşamak ve güzel bir eve sahip olmak istediğiniz şeklinde bir hedef belirlerseniz, başarınızı ölçecek bir ölçünüz var demektir.
Program Dışı
Program dışı etkinlikler, yaşamınızın genelinde çok önemli bir yere sahiptir. İşe gitmek, eve gelmek ve dışarıda takılmak dışında yapacak bir şeyiniz olmalıdır. Ek etkinlikleriniz, zihniniz ve ruhunuz için mutlu ve sağlıklı bir tatmin duygusu sağlamalıdır.
Benim ailemde, karım ve ben zamanımızı paylaşırız. İkimiz de son derece yaratıcı zihinleri olan hırslı insanlarız. Pek çok şey yapmak istiyoruz ve birbirimize bunları yapacak zamanı tanımamız gerekiyor. Yaşamlarımızı, işimizin bize para kazandırmasını, hobilerimizin ise mutlu ve yaratıcı olmamızı sağlayacak şekilde organize etmeyi başardık. Öte yandan, hobilerimizden birlikte zevk alıyoruz. Karım şarkı söyüyor; ben de ona müzik yapıyorum. Ben film senaryosu yazıyorum; o ise duygularını ve yaratıcı eleştirel becerilerini katıyor. Hobilerimizden birlikte zevk aldığımız için, seyahat edebiliyor; gölde tekneye binebiliyor ve hâlâ bizi mutlu ve yaratıcı kılan şeyleri birbirimizden ayrı olarak da yapabiliyoruz.
Bu noktaya ulaşmanın kolay olduğunu sanmayın. Birbirimizin ihtiyaçlarını ve yaşamdan isteklerini anlayıncaya kadar kritik dönemler geçirdik ve ciddi tartışmalarımız oldu. Birlikte büyüdükçe, birbirimizin zamanını harcamadan, ama birbirimizin başarısına katkıda bulunarak, birlikte ve ayrı ayrı iken yaptıklarımızdan zevk alabileceğimizi gördük. Bu nasıl olur? Sabretmeyi ve yaşamdan ne istediğinizi bilmeyi gerektirir. Siz ve eşiniz, orta noktada buluşmadan ve bir yaşam planı oluşturmadan önce birbirinizin ihtiyaçlarını ve yönelimlerini bilmelisiniz.
Biri Bunu Yapmalı!
Yaşamınız hakkında düşünüp taşındığınızda ve yaşamınızı dengesizliğe iten nedenleri incelediğinizde, iki seçeneğiniz vardır: bunları düzeltmek ya da bunlardan kurtulmak. Yaşamınızdan bir şeyi silip atmanın biraz aşırı olduğunu düşünebilirsiniz; ama duruma bir bakın. Yaşamınıza en ufak yararı bile olmayan önemsiz bir konu sizi uğraştırıyorsa, neden onu yapıyorsunuz ki?
Tatmin edici bir yaşama başlamak için, genel öncelikleriniz şöyle olmalıdır:
1. En temel ihtiyaçlarınız olan yiyecek, su ve havayı temin etmek
2. Güvenlik ve güvence ihtiyaçlarınızı karşılamak
3. Sevgiye ve ihtiyaç duyulmaya olan ihtiyacınızı karşılamak
4. Kendi değerinizi ortaya koyma ihtiyacınızı karşılamak
5. Kendi kişisel hayallerinizi ve arzularınızı incelemeye ve yaşamaya başlayabileceğiniz bir noktaya erişmek
Esas olan şu ki, temel ihtiyaçlarınıza ve yöneliminize uymayan şeylerle ilgilenemezsiniz. Yaşamınızı öyle bir dengelemelisiniz ki, yaşamınızdaki bu ögeler, sonunda kişisel isteklerinizi gerçekleştirebileceğiniz bir düzeye ulaşmanıza yardımcı olmak için sizin memnuniyetinize odaklanmalıdır.
Sırada Ne Var?
Denge, yaşamınızın tüm yönlerini, hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olacak biçimde bir araya getirme fikridir. Bir vizyon belirler ve ona ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini anlarsanız, denge otomatik olarak sağlanır. Yaşamınızdaki bütün ögeler sizi isteklerinize ulaştıracak düzene sahip olduğunda, denge, mucizevi bir oluşum şeklinde ortaya çıkabilir. Yaşamdan ne istediğinizi ya da nereye gitmeyi hedeflediğinizi bilmiyorsanız, denge, bir mücadele olabilir. Yaşamınızı kontrol altına alın ve tüm ögelerini, birbiriyle bağlantılı ama birbirine müdahale eden yaşamlar demeti yerine tek, kocaman ve tatmin edici bir yaşam sürmenizi sağlayacak şekilde yönetin.
İyi yaptığınız bir iş için sırtınızı sıvazlamalarını beklemeyin. Sizin dengede olmamanız, yaşamınızdaki diğer insanların daha çok işine gelebilir; böylece onlar dengede kalabilirler. Kendinizi mutlu hissetmek ve tebrik etmek için, yine kendi içinize bakmayı öğrenmeniz gerekir.
Kendinizi şu an olduğunuz yerde konumlandırmanız gerektiği bilgisini verenler, dengesiz insanlardan, dengesiz ortamlarda yıllarca aldığınız eğitimden kaynaklanan içinizdeki şeytanlardır. Artık, kendinizi bu eski şeytanlardan kurtarma ve yeni, dengeli yaşamınızla ve yaşanması gerektiğini hissettiğiniz biçimde geleceğe adım atma zamanı gelmiştir.