Eğer günün birinde başkalarının düşüncelerini ana hatları ile okumayı başarabilirsek, o zaman bunun tam tersini yapmak, düşüncelerinizi bir başkasının kafasının içinde yansıtmak da mümkün olabilir mi? Görünüşe göre bu sorunun yanıtı, nitelikli bir "evet" olacaktır. Radyo dalgaları doğruca insan beynine yönlendirilerek belirli işlevleri kontrol ettiği bilinen beyin bölgeleri uyarılabilecektir.
Bu araştırmalar 1950'li yıllarda, Kanadalı beyin cerrahı Wilder Penfield sara hastalarına beyin ameliyatları yaptığı sırada başladı. Penfield, beynin temporal lobunda belirli bölgeleri elektrotlar aracılığıyla uyardığı zaman insanların sesler duymaya ve hayalet benzeri görüntüler görmeye başladığını fark etmişti. Psikologlar, beyindeki epileptik lezyonların hastada olağanüstü kuvvetlerin iş başında olduğunu, çevredekileri olayların şeytanlar ve melekler tarafından kontrol edildiği duygusunu uyandırdığını bilmekteydiler. Hatta bazı psikologlar, bu alanların uyarılmasının bazı dinlerin temelinde yatan yarı gizemli deneyimlere yol açmış olabileceği şeklinde kuramlar dahi üretmişlerdir. Bazıları, İngilizlere karşı savaşta Fransa ordularını tek başına başarıya ulaştıran Jeanne d’Arc'ın başına aldığı bir darbe nedeniyle böyle bir lezyondan etkilenmiş olduğunu dahi öne sürmüştü.
Sudbury, Ontario'dan nörobilimci Micheal Persinger, bu varsayımlardan yola çıkıp radyo dalgalarını beynin içine yönlendirerek dinsel duygular gibi belirli düşünce ve duyguları uyandırmak üzere tasarlanmış özel bir başlık yaratmıştır. Nörobilimciler, sol temporal lobunuzda meydana gelen belli bir yararlanmanın beyninizin sol yarısının şaşırmasına yol açabileceğini ve beynin sağ yarıda meydana gelen etkinliği başka bir "ben"den geliyormuş gibi yorumlayabileceğini bilmektedir. Böyle bir yararlanma odada hayalete benzeyen bir ruh bulunduğu izlenimine yol açabilir, çünkü beyin bu varlığın aslında yalnızca kendisinin başka bir parçası olduğunun farkında değildir. Hasta, inançlarına bağlı olarak bu "diğer ben"i bir şeytan, melek, uzaylı, hatta Tanrı olarak yorumlayabilir.
Gelecekte beynin belirli işlevleri kontrol ettiği bilinmekte olan parçalarına elektromanyetik sinyallerin hassas bir şekilde yönlendirmesi mümkün olabilir. Bu tür sinyalleri amigdalaya göndermek suretiyle bazı duyguların uyandırılması sağlanabilecektir. Beynin başka bölgelerini uyarmak suretiyle görsel görüntüler ve düşüncelerin uyandırılması da söz konusu olabilir. Bununla beraber, bu alandaki araştırmalar henüz çok erken aşamadadır.
Michio Kaku, Olanaksızın Fiziği, ODTÜ Yayıncılık, 2008, sf. 95-96.
E-BÜLTEN
parlak fikir köşesi
Düşüncelerinizi Yansıtmak