Yazar: Doç. Dr. Rhoberta Shaler
“Küçük planlar yapmayın; bunların kanınızı kaynatacak gücü yoktur… BÜYÜK PLANLAR YAPIN… Umutlarınızda ve işinizde yüksekten uçun…” Geçtiğimiz yüzyılda, Daniel H. Burnham böyle yazmıştı.
Büyük planlar önemlidir. Vizyonunuzu yakalar. Bir sonraki adım, bunları “yapılabilir”, hatta bir günde yapılabilir, parçalara bölmektir. Size kesin bir tatmin duygusu veren de budur, değil mi? Büyük planlar gereklidir; bebek adımları, zorunludur!
Kızım, geçen gün benimle bir pazarlama ipucunu paylaştı. Dedi ki, “Ya büyük oyna ya da eve dön!” Bu bana çok küstahça ve kibirli bir yaklaşım gibi göründüğünden, üzerinde biraz düşündüm. Büyük slogan; peki küçük adam ne alemde? O zaman her şey anlam kazandı. Herkes kendine özgü bir biçimde “büyük” tanımı yapabilir. Yaşamlarımızın nasıl olmasını arzuladığımız, nasıl hatırlanmak istediğimiz ve günlük yaşama nasıl katkıda bulunabileceğimiz konusunda hayal ve vizyonlarımızı gerçekleştirmek durumundaysak, bu slogan gerçekten doğru. Büyük düşün ya da eve dön!
Bir vizyonunuz olsun. Şu anda gördüğünüz biçimiyle tüm yaşamınız için bir ana plan oluşturun. Yaşamda, herhangi bir zamanda, ne yapmak, neyi yaşamak, ne olmak ya da neye sahip olmak isterdiniz? Sizin için en önemli, hassas ve değerli şeyler nelerdir? Bu, büyüktür.
“Büyük resmi” oluşturduktan sonra, hemen yaratmak istediğiniz şeye karar verip odaklanabilirsiniz. Zamanlama, kısa ve uzun vadeli hedefler arasındaki farklardan yalnızca biridir. Bir başka önemli fark, kısa vadeli hedeflerin doğrudan uzun vadeli hedefleri getirmesi ve bunların ana plana kusursuz bir biçimde uymasıdır. Ve iyi haber de yönetimin sizin elinizde olmasıdır! İlgi alanlarınız ve öncelikleriniz değişip arttıkça ana planınızı ve yaklaşımınızı değiştirebilirsiniz. Tıkanıp kalmazsınız. Ana plan, neşe ve tutku için yapılmış bir plandır; bir görev ve zorunluluk planı değildir.
Hedeflerinizi üç kategoriye ayırmak yararlı olur: mevcut, yakın gelecek ve uzak gelecek. Gelecekteki hedeflerinizi bilinçaltınıza bir kez yerleştirdiğinizde oluşum başlar. Bu, yalnızca yapılması gerekli eylem değildir. Hedeflerinizi zihninizin ön safhalarında tutmak anahtar rol oynar. Mevcut hedeflerinizi dikkatle işleyin. Başarınızı ve buna yönelik planınızı nasıl ölçeceğinizi bilin.
Büyük düşünün! Sınırsız düşünün! Kutunun içinde sıkışıp kalmayın! İnsanlar, çoğu zaman esnekliğe karşı direnen zihinleri tarafından sınırlandırılırlar. Napoleon Hill’in şu sözlerini hatırlayın: “…onu hayalinizde canlandırabilir ve ona inanırsanız, onu elde edebilirsiniz!”
Çevrenizde “küçük düşünen” insanlar çoksa, büyük planlarınız için destek ve kabul görmeniz zor olabilir. “Büyük” oynamak isteyen başka kişileri de yanınıza almanız gerekebilir! Büyük ihtimalle duymuşsunuzdur; büyük köpeklerle koşmak istiyorsanız, sundurmadan çıkmanız gerekir! O sundurmadan atlayın ve koşmaya başlayın!
Yaşamınızın en büyük görünümünü, ana planınızı, düşünün. Sizin için yeterince büyük mü? Ona sarılmanız için kollarınızı iki yana iyice açmanız gerekiyor mu? Öyle değilse, daha büyük düşünün ve sizi nereye götürdüğüne bakın. Öyle ise, sizi oraya ulaştıracak rotayı planladığınızdan emin olun. Sonra bunu takip edin. Bugün yeni bir işe başlarken her defasında kendinize “Bunu yapmak, vizyonuma giden yolda kalmamı sağlar mı?” diye sorun. Yanıtınız olumsuzsa, gerekli düzeltmeyi yapın.