Yazar: Oktay Akbal
“Kenttten uzakta
Çılgın kalabalıktan uzakta
Beni bulun, beni bulun.”
Oysa kent karşımda. Bir bölümü karşımda... Gök gürlüyor. Hızlı bir yağmur! Gelip geçen taşıtları seyrediyorum. Dağlar gibi dizilmiş yapılar. Günlerden cumartesi...
Gitmiş bir uzak semte yerleşmiş şair! Paris’in çılgın kalabalığından kaçmış. Kim? Victor Hugo... Sıcak bir temmuz günüydü, Salâh Birsel gelmişti Göztepe’deki eve. O yıllarda Bağdat Caddesi bomboştu. Alçacık villalar, beyaz köşkler, bağlar, bahçeler. Salâh’ı, Victor Hugo’nun dizeleriyle karşılamıştım. “Kentten uzakta / çılgın kalabalıktan uzakta.”
Yağmurlu bir yazı mı? Samim Kocagöz “O her öyküsünde yağmur yağdırır...” demişti. Yağmur öykülerde çokça yer alır. Paul Verlaine de “Yüreğime yağıyor yağmur / Kentin üstüne yağdığı gibi...” der. Necip Fazıl da “Şu yağmur bu yağmur bu kıldan ince, kılıçtan keskin yağmur, bu yağmur bir gün dinince, aynalar yüzümü tanımaz olur...” diye...
Merak bu ya, açtım Yazarlar Sözlüğü’nü. Bakın “yağmur”lu kaç kitap var: Yağmur Beklerken, Yağmur Kaçağı, Yağmur Sıkıntısı, Yağmur Yüklü Bulutlar, Yağmurdaki Kız, Yağmurlar Nereye Yağar, Yağmurlar ve Topraklar, Yağmurlu Deniz...
Yağmur havanın kirini siler atar. Bir de rüzgâr çıktı mı karşıki kıyılar görünür. Yani Yalova tarafları!.. Derken kurşun renkli bulutlar kapatır her yeri... TV’de bir çocuk filmi.
Radyoda haberler, dergiler... Bir uzaklaşmak duygusuyla sokaklara çıkmak. Başıboş dolaşmak...
Belçikalı şair Verharen “Ahtapotun kollarıdır kentler...” diye yazmış... Bir ahtapot gibi bir bir koluyla sizi sarar büyük kentler. Beş, on, yirmi milyonluk!.. Bireyi ezer, bambaşka bir kalıba sokar. Köylerden, kasabalardan koşup gelmiş insanların kısa süre içinde değiştiklerini hep görmüşüzdür. Ahtapot kollarıyla sarmalamış, ya boğmuş ya da çıkmazlara doğru fırlatıp atmıştır... Hugo’nun “Kentten uzakta / çılgın kalabalıktan uzakta” özgürlüğü araması bundan değil mi?
Yağmur yağıyor, kitaplar beni bekliyor. TV’de yeni bir film! Bir anlığına kurtulmanın yolu gündelik sıkıntılardan. Kaçmak, kurtulmak mıdır “Bu yağmur bir gün dinince aynalar yüzümü tanımaz olur.” Kent uzakta, onbinlerce ev, onbinlerce pencere... Yağmurlu bir sabahta, karmakarışık duyguların ak kağıtlara düşmesi...
Kaynak: “Kanatlı Sözler Uçar mı?”, Oktay Akbal, Dünya Yayıncılık, İstanbul, Ağustos 2003, ss. 61-62.