Yazar: Richard Carlson
Bir zamanlar bir köyde yaşlı ve bilge bir adam yaşarmış. Köylüler bu adamın, sorularına ve endişelerine verdiği cevaplara son derece güvenirmiş. Bir gün köyden bir çiftçi bilgeye gidip panikle, “Bilge, bana yardım et, korkunç bir şey oldu. Öküzüm öldü ve tarlamı sürmeme yardım edecek başka hayvanım yok! bu olabilecek en kötü şey değil mi? demiş. Bilge adam, “Olabilir de olmayabilir de,” diye karşılık vermiş. Çiftçi komşularına koşarak bilgenin delirdiğini duyurmuş. Sonuçta başına gelen şey dünyanın en kötü şeyiymiş ama bilge bunu bile anlayamamış.
Ancak ertesi gün, adam çiftliğinin yakınında güçlü ve genç bir at görmüş. Artık öküzünü kullanamayacağı için atı kullanmayı akıl etmiş. Ah, ne kadar da keyifliymiş! Tarlasını eskisinden de kolay sürüyormuş. haliyle özür dilemek için bilgenin yanına gitmiş. “Haklıymışsın bilge.” demiş. “Öküzümü kaybetmek dünyanın sonu değilmiş. Bilakis bir lütufmuş! Öküzüm kaybolmasaydı yeni atıma asla kavuşamazdım. Bence bunun dünyanın en güzel şeyi olduğunu sen de kabul edersin!” Yaşlı adam yine, “Oladabilir de olmayabilir de,” deyince çiftçi “Ah olamaz,” diye düşünmüş. Yaşlı adamın kesinlikle aklını yitirdiğine kanaat getirmiş. Oysa başına geleceklerden habersizmiş.
Birkaç gün sonra çiftçinin oğlu atı sürerken, düşüp bacağını kırmış. Haliyle ekinleri toplamaya yardım edememiş. Olamaz, açlıktan öleceğiz, diye düşünmüş adam. Ardından bir kez daha bilgenin yanına giderek, “Atı bulmamın iyi bir şey olmadığını nereden bildin?” demiş. “Yine haklı çıktın. Oğlum bacağını kırdığı için ekini toplamaya yardım edemiyor. Bu sefer olabilecek en kötü şeyin gerçekleştiğinden eminim. Öyle değil mi?” Ama bilge sakince bakıp şefkatli bir ses tonuyla yine “Olabilir de olmayabilir de,” demiş. Yaşlı adamın böylesine pervasız olması karşısında öfkelenen çiftçi bir hışımla evine dönmüş.
Ertesi gün ordudan görevliler bir anda çıkan savaş için sağlıklı bütün erkekleri toplamaya gelmiş. Çiftçinin oğlu, köyde savaşa gitmek zorunda kalmayan tek genç adammış. Diğerleri ölüme koşarken onun hayatta kalacağı kesinmiş.
Bu hikaye güçlü bir ders içeriyor. Gerçekte gelecekte ne olacağını hiçbir şekilde bilemeyiz. Sadece bildiğimizi düşünür, sıklıkla düşüncelerimizi abartarak sorunlara dönüştürür, zihnimizi olası korkunç şeyleri içeren senaryolarla doldururuz. Ve çoğunlukla yanılırız. Serinkanlılığımızı koruyup olasılıklara açık kalırsak, mantıken her şeyin eninde sonunda iyi olacağından emin olabiliriz. Unutmayın: Olabilir de olmayabilir de.
Carlson, Richard. Ufak Şeyleri Dert Etmeyin, Diyojen Yayıncılık, 2023, 151- 152, çev. Uğur Mehter.