Yazar: Necmiye Alpay
21 Şubat, Uluslararası Anadili Günü. Karar UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından 1999'da alınmış ve 2000 yılında yürürlüğe konulmuştu. Amaç: Dünyada konuşulmakta olan dillerin korunmasına katkıda bulunmak.
"Anadillerinin korunması, hem dilsel çeşitliliğe ve çokdilli eğitime, hem de tüm dünyada dilsel ve kültürel geleneklerin daha çok farkında olunmasına hizmet ederek insanlara anlayış, hoşgörü ve diyalog esinliyor.”
Anadillerin korunması, barışın anahtarlarından biri. Tüm dünyada halen 6.700 kadar dil var ama bunlardan bir bölümü hızla yok oluyor. Diller dünyası tam bir "büyük balık küçük balığı yutar" dünyası. Ya Türkiye?
Türkçede “anadili”, “resmi dil”, “ulusal dil” kavramları eşanlamlı sayıldı. Oysa eşanlamlı değiller. Bu üç kavramın tanımı için, Prof. Dr. Berke Vardar yönetiminde hazırlanan Dilbilim Terimleri Sözlüğü’ne bakalım (ABC Yayınevi):
"anadili (Alm. Muttersprache, Fr. langue maternelle, İng. native language, mother tongue). İnsanın içinde doğup büyüdüğü aile ya da toplum çevresinde ilk öğrendiği dil. Anadili bilinci, dili yabancı öğelere karşı savunur.”
"resmi dil (Alm. offizielle Sprache, Fr. langue officielle, İng. official language). Bir devletin ülkesinde yasa uyarınca, uluslararası bir kuruluşun yönetmeliği gereğince resmi nitelik taşıyan işlemlerde kullanılması zorunlu olan dil. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçedir.”
"ulusal dil (Alm. Nationalsprache, Fr. langue nationale, İng. national language). Bir devletin bayrağı altında yaşayan bir ulusun yasaca tanınan ortak dili. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal dili, Türkçe’dir.”
Resmi dil, ulusal dilden farklı olarak yalnızca ülkeler için değil, uluslararası örgütler için de söz konusu oluyor. Örneğin, Birleşmiş Milletlerin beş resmi dili varken, Avrupa Birliği'nin, üye devlet sayısı kadar resmi dili var. Resmi dil gibi ulusal dil de birden fazla olabiliyor.
İçinde doğup büyüdüğümüz aile ya da toplum çevresinde öğrendiğimiz (dilbilimciler buna "öğrenmek”ten çok, "edinmek" diyor) ilk dil, anadilimiz. Bazı insanlar, annelerinin diliyle babalarının dili farklı olduğundan, aile çevresinde iki dili aynı zamanda öğrenerek büyüyor, bu nedenle de iki anadilli olabiliyorlar. Ailesi olmayan çocukların anadili, büyütüldükleri kurumda vb. öğrendikleri ilk dil oluyor. Sonrasını belirleyen, toplumsal ve siyasal koşullar.
…
UNESCO'nun Linguapax (Dil Barışı) projesi, dil alanındaki sürece bilinçli bir perspektifle müdahalede bulunmanın iyi bir yordamı olabilir, barış kültürünün bir bileşeni kılınabilir.
Barış kültürü, bir zihniyet ve yaşam biçimi meselesi çünkü. İnsanın kendini öncelikli ya da üstün saymamasına; kişi, aile, aşiret, kent, topluluk, dil, ulus, ırk, tür, cins vb. olarak kendi varlığını ve kültürünü sevip saydığı kadar komşusununkini de sevip saymasına dayalı bir kültür.
Necmiye Alpay, Dilimiz, Dillerimiz – Uygulama Üzerine Yazılar, Metis Yayıncılık Ltd., Dördüncü Basım 2016, s. 214-6