…
![]()
Bu tablonun güzelliği karşısında hep büyülenmiş gibi hissederim. Kız’ın antika başlığının parlak mavi ve sarısı, ışık ve gölgenin yüzünü adeta bir heykel gibi şekillendirmesi, göz kürelerinin zarif ve akıcı tonu, boynunun karanlık gölgesinde mükemmel bir dokunuşla pırıldayan beyaz incisi: Bu detaylar bu kızın güzelliğini anlatan detaylar olmaktan ziyade onun resmini yapan Vermeer’in yaptığı seçimler. Aslında bu belirli bir kişinin portresi değil; bu bir tronie, Hollandacada bir insan “tipinin”, bu durumda bir genç kadının, idealleştirilmiş büstü. Bunun evrensel bir imge olması amaçlanır.
Ama yine de bu çok özel bir bakış. Tanıyormuş gibi bakıyor bize.
Bu son cümlede ancak on altı yılda düzeltebildiğim bir yanlışlık var. Kız’ı Boston'da keşfettikten on altı yıl sonra, 1997 yılının kasım ayında bir sabah Londra'daki dairemde yatakta uzanmış, postere bakıyor ve “Acaba Vermeer kızın ona böyle bakabilmesi için ne yaptı” diye düşünüyordum. Birden sanki bir düğmeye basıldı ve her şey aydınlandı. Ben hep onun bana, bize baktığını sanmıştım. Fakat elbette o bize hiç bakmıyordu – onun resmini yapmakta olan Vermeer'e bakıyordu. O okunamaz bakış – o özlem, o ihtiyatlı gözler— Vermeer içindi.
Tablo o anda birden, belirli bir kız hakkında değil, hatta idealize edilmiş bir kız hakkında da değil, bir ilişkiyi anlatan bir tablo haline geldi. Peki neydi bu ilişki? Bilmiyoruz. Kimse buradaki modelin kim olduğunu bilmiyor, Vermeer hakkında da çok az şey biliyoruz.
…
Kaçınılmaz olarak, en azından bana göre, Vermeer'in tabloları diğerlerinden çok daha fazla göze çarpar. Onun eserlerinde tarifi zor bir enerji var. Kullandığı renkler yoğun, odak noktası sımsıkı, özneleri kendi dünyalarında gibi görünüyor, öyle ki bizler içeri davet edilmiyor, yalnızca dışarıdan bir göz atıyoruz. Onun tablolarına bakanlar resimlerin önünde diğerlerine nazaran çok daha uzun zaman geçiriyor. O sihri çözmeye çalışıyorlar. Fakat sihirlerin kerameti de burada – nasıl olduğunu anlamadığınız zaman işe yarıyor.
Bir de şu var: Bu tablo tek başına Vermeer'in kendisinden daha popüler. Şemsiyelerde, bavullarda, yapbozlarda, kitap ayraçlarında, su şişelerinde, her yerde resmi var. İnci Küpeli Kız gibi giydirilmiş bir Miffy bebeği yapmışlar. Banyomda yüzdürdüğüm lastik ördekte de o var. Sokak ressamı Banksy, Kız’ın portresini Bristol’da bir duvara yaptı; inci küpesinin olduğu yeri de güvenlik alarm düğmesinin olduğu yere denk getirdi. Bir arkadaşımın kızı Hallowe’en kıyafeti olarak İnci Küpeli Kız kıyafeti giydi. Kuzenim Pierre'in bir ara Kaliforniya'da butik bir şarap bağı ve şarap evi vardı; en güzel şarabına “Tek İnci” adını vermişti; etiketinde de İnci Küpeli Kız resmi vardı. Bir ara ben de bileklerinde Kız’ın yüzü olan çoraplar giymiştim.
Sosyal medya onun görüntüleri ile çalkalanıyor. #girlwithapearlearring hashtag'i ile paylaşılan 25.000'den fazla Instagram gönderisi var: tabloyu kopyalayan çizimler ve resimler, tablonun nakışla işlenmiş hali, yüzünün yerine kedi ve köpek yerleştirilmiş kopyalar ve onun gibi giyinen ve sayıları giderek artan bir sürü insan... Sosyal medya gibi bir iletişim ortamının olmadığı günlerde okuyucularım bana kendilerinin, kızlarının ya da arkadaşlarının İnci Küpeli Kız gibi giydirilmiş resimlerini yollarlardı. Kızım aynı ona benzemiyor mu? diye sorarlardı. Ne var ki, kimse ona benzemiyor. Görünüşündeki evrenselliğe karşın (saç ve göz renginin bilinemez oluşu, yüzü dönük olduğu için burnunun şeklini göremeyişimiz), İnci Küpeli Kız kesinlikle sadece kendisine benziyor.
Tablodaki pozun her yere bu kadar yayılması yüzünden kendimi suçlu hissediyor muyum? Ara sıra. Roman da bunda rol oynamış olabilir. Fakat İnci Küpeli Kız’ın resmini bir kül tablasında görmek ne kadar moral bozucu olursa olsun, tablo bir şekilde bu aşırı görüntülenme durumunun üzerine çıkıyor ve temel gizemini koruyor. Kız ressama bakarken ne hissediyor? Ben bu bakış hakkında bir roman yazdım ve yirmi yıldır bu bakış hakkında konuşuyorum ama cevabı bilmiyorum. Bu bir gizem olarak kaldığı sürece –ki bence sonsuza dek öyle kalacak— bu tablo ve onunla bağlantılı her şey bizi büyülemeye devam edecek.
Tracy Chevalier, Şubat 2019, İnci Küpeli Kız’ın önsözünden.