Yazar: Özlem Narman
Bugün AŞK konuşmak istiyorum. Bugün AŞK yazmak istiyorum...
Bugün AŞK'ı davet ediyorum buraya. Onunla sohbet etmek istiyorum bugün...
Gel... Gel… Otur şöyle karşıma, biraz yüzleşelim seninle.
Sen unuttun beni, biliyorsun değil mi? Zamansız gidişin ve bir daha da arkana bile bakmayışın son hamleydi, unutmadın değil mi?
Haykırmak istiyorum sana, en olmadık zamanda öylece kalakaldım, hatırlıyorsun değil mi? Alışmıştım yokluğuna. Kör topal gidiyordu hayat benim için. Hatırlamadan, sorgulamadan, seni aramadan yaşayıp gidiyordum.
Seninle buluşacak olanları, buluşanları, buluştuktan sonra ayrılanları izlemekle meşguldüm, görüyordun değil mi?
Peki şimdi ne oldu da birden karşıma çıktın, kendini hatırlattın, bir korku saldın, ben ölmüşüm gibi hissettirdin? Neyin var senin?
Sen her zaman kibirliydin. Bana, sen bana mahkumsun, sen beni arayacaksın der gibiydin, biliyorsun değil mi?
Sen bana geleceksin, beni çok özleyeceksin havası vardı sende, tıpkı o gitmeden önceki halinde olduğu gibi.
Bir "Amaaan sen de"cilik vardı hep o bakışlarında. Hatta hatırlasana, seni var eden de benim yok eden de, dedin kulağıma. Bıraktığım yerde seni almasını da bilirim, diye ekledin. Sen bana AŞIKSIN dedin o son dakika yüzüme yüzüme…
Peki şimdi ne oldu da birden karşıma çıktın, kendini hatırlattın, bir korku saldın, ben ölmüşüm gibi hissettirdin? Neyin var senin?
Etrafımı izledim bir süre. Aslında şunu fark ettim, senden bahseden hemen hemen yok gibiydi. İnsanlara ne olmuştu böyle... Adeta seni terk etmiş gibilerdi. Büyük bir sessizlik, herkes ağız birliği yapmış gibi sanki.
Sormadım da seni hiç kimselere. Hiç kimse de hatırlatmadı seni bana, sanki hepsi bana yardımcı olmak ister gibiydiler.
Sakin bir hayat, kim istemez ki değil mi?
Sürekli vıdı vıdı eden bir şey yok yüreğinde. Hesaplaşmalara veya sorgulamalara neden olan fısıltılar yok beyninde.
Acılar içinde kıvrandığın o geceler terk etmişler seni, yok olmuşlar gözyaşlarında.
Bitmek tükenmek bilmeyen yazılar, olmuşlar artık birer dua.
Sürekli sırtımdan vurulacağım hissi yok içimde, düşünsene. Bir gün beni fena vuracak mantığı yok artık içimde. Kıskançlık yaptırdığın olaylar, kişiler yoklar artık tamamen. Ne güzel bir hayat değil mi?
Ah be AŞK, böyle iyiydik. Birbirimize uzak uzak. Sürekli hava güneşli, ekvator gibi sürekli sıcak hava koşulları yani.
Tatlı tatlı takılıyorduk kendimizce. Sen kendi hayatında, ben kendi hayatımda.
Peki söyle ne olur, şimdi ne oldu da birden çıktın karşıma, kendini hatırlattın, bir korku saldın, ben ölmüşüm gibi hissettirdin? Neyin var senin?
Biliyorsun değil mi, artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Ne ben o eski kız, ne sen o eski AŞK.
Köprünün altından o kadar çok su akıp gitti ki... İnan bana, anlatsam sen bile inanamazsın.
Ne ben senin o uçsuz bucaksız derinliklerinde boğulur kalırım, ne de sen artık bana o derinlikleri sunabilirsin.
Biliyorsun beraber bir kere derinlere daldık, neredeyse çıkamıyorduk, hatırlıyor musun?
Evet AŞK. Aslında hiçbir zaman biz kopamayacağız birbirimizden, ben de biliyorum.
Ama şunu bil lütfen, ben artık yaşlanıyorum. O derinler bana iyi gelmez...
Beni tanımıyormuş gibi yapma ne olur!
Gel bir konuda anlaşalım seninle. Ne sen bana dokun, ne ben sana dokunayım. Birbirimizi teğet geçerek atlatalım bu anlık krizi.
El sıkışalım seninle. Kimse kimseye zarar vermesin. Sadece birbirimizi merak ettiğimizde sohbet edelim sessizce birbirimizle, başkaları araya girmesin.
Özlem giderelim seninle. Tıpkı birer eski dost gibi...
Birbirimize hava cıva satmadan, sadece öylece eskidenmiş gibi...
AŞK, Aşk'ı içimizde yaşayalım. Birbirimize tekrar tekrar itiraf etmeden yani.
Ama gitmeden son bir itiraf yapacağım sana:
İnanmamıştım biliyor musun… Ne o gidişine, ne de o kibirli tekmeleyişine.
Sen bensiz yapamazdın. Her ne kadar benim sensiz yapamayacağımı iddia etmiş olsan da. Bak bir kendine, yapamadın da.
Ve şimdi karşımdasın, yine geldin.
Hem de bu sefer SEN bana AŞIK'sın, biliyorsun değil mi?
Beni özledin. Bensiz olmayacağını anladın.
Çünkü hiç kimse seni benim kadar sevemezdi... SANA bu kadar AŞIK olamazdı, olmadı da.
Şimdi soruyorum sana:
Birden karşıma çıktın, kendini hatırlattın, sakın o aynı korku sarmış olmasın seni, tıpkı ölmüşsün gibi?..