Yazar: Nâzım Hikmet
Oğlum üşütmüş kendini. Ateşler içinde yanıyor. Uyumuyor bir türlü. Gözleri alev alev, gözleri kıvıl kıvıl... Anası: “Ninni söyleyelim çocuğa,” diyor. Hangi ninni? “Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana”yı mı söylesin anası oğluna, yoksa “Uyusun da büyüsün maşallah, paşa olur inşallah”ı mı? Ne onu, ne ötekisini! Anası oğluma şöyle bir ninni söylesin istedim:
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Uykunda uçsuz bucaksız bir deniz gör. Dalgalar dağlara çıksın; dalgalar köpüklene köpüklene, açılıp kapanarak, dalgalar...
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Sen bir geminin kaptan köprüsündesin. Sağında haykıran su, solunda su; sana kafa tutan sudur ilerin gerin. Aldırma, oğlum, korkma, oğlum; makineler yüreğin gibi işliyor, omurga sağlam, dümen elde.
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Bir kıyıdan bir kıyıya koskocaman bir asma köprü kuruyorlar. Sen ordasın. Şu parlayan putrelin üstünde. Bak aşağı, başın dönmesin. Yukarı bak, göklere değecek gibidir başın...
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Bu ne kadar çok kitap? Sen bunların her birini okudun mu? Bak alnında çizgiler, saçların ak. Gözlerin yeryüzünün en anlamış gözleridir. Yüzün sonsuzluk gibi güzel. Düşme kuşkuya, korkma bulamadım diye, oku bulursun. Oku çarpışarak, oku, okuduğunu kavgadan ayırmadan...
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Dinle, sesler duyuyorsun. Bak, gördüğün boyalar ne güzel. Ellerin mermeri okşuyor, ona en kımıldamadan, en yaşayan biçimi vermek için...
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Bir gemici gibi yılmaz, bir yapıcı gibi yaratan, bir filozof gibi bilgili ve bir artist gibi yürekli ol...
- Uyu yavrum, uyu, ninni...
Kaynak: Nâzım Hikmet, Masallar, Hikâyeler-3, YKY, İstanbul, Ocak 2006, ss. 74-75.