Çeviri: Aysun Babacan
Seçim Sizin
Tuhaf hikâyeler bunlar. Ama ciddi bir noktaya da işaret ediyorlar. İster kendi bildiğiniz bir temponun eşliğinde dans edin, isterseniz J. Lo gibi insanları kendi temponuza göre dans ettirin, bireyselcilik kontrol karşısında seçme eyleminin zaferini, tesadüfler karşısından özenli seçimlerin galibiyetini temsil ediyor.
Kısa zamanda çok yol aldık. Pek yakın bir geçmişe değin yaşamlarımızı tesadüfler belirliyordu. Doğu Almanya’da doğup büyümüş olmak bir tesadüftü. Saçlarınızın otuzunuza varmadan kırlaşmaya başlaması bir tesadüftü. Şansınıza, büyük göğüslü olacak şekilde doğmamıştınız. Eninde sonunda sizin de bir madende, tarlada, ormanda, denizde ya da vesaire alanda çalışacak olmanız sizin şansınıza düşen bir şeydi. Ve bu konuda yapabileceğiniz fazla bir şey de yoktu. Seçim şansınızın olmaması işleri basitleştiriyordu. Öte yandan ne yazık ki fırsatları ve ümitleri de yok ediyordu.
Artık şans oyununun sonu geldi. Bağımsızlığımızı kazandık. Batı dünyasında ve dünyanın diğer yerlerinde her geçen gün daha fazla sayıda insanın yaşamı kendi seçimleriyle şekilleniyor. Aslına bakarsanız bu süreç daha doğduğunuz an bile başlayabilir. Eskiden hamile kalmanın bir tek yolu vardı. Günümüzde ise neredeyse 20 çeşit yolu var. Yaşamınızın bir noktasında Londra’ya, Laos’a ya da Los Angeles’a taşınıp orada yaşamayı seçebilirsiniz. Saç ektirebilirsiniz. Bir hafta kızıl ve kıvırcık saçlı olabilir, başka bir hafta saçınız çiçekler ve ince örgülerle dolu dolaşabilirsiniz. Yüzlerce farklı küçük estetik müdahaleden biri ya da birkaçıyla görünüşünüzü değiştirmeyi seçebilirsiniz. İsterseniz Sun’da, Siebel’de, Siemens’te ya da hangi şirketi isterseniz onda çalışabilirsiniz.
Ve tüm bunları yaparken, kendinize farklı bir cinsel kimlik de seçebilirsiniz.
Bilme, hareket etme, yapma ve kim olmak istiyorsanız o olma özgürlüğüne sahipsiniz. Seçme gücüne sahipsiniz.
Artık her yerde seçimler hüküm sürüyor. Hem Paris hem de Berlin’in valileri şimdi kimseden gizlemeden kendi eşcinsel ilişkilerini sürdürüyorlar. Eşcinsellere öfke kusan rap yıldızı Eminem, dünyanın bir numaralı eşcinsellerinden Elton John ile düet yapıyor. Japonya’nın başbakanı ise orta yaşlı ve azıcık da olsa Ludwig van Beethoven’ı (yoksa Keith Richards mı demeli) andıran bir heavy metal tutkunu.
Bireyselcilik bayır aşağı yuvarlanan bir taş gibi gittikçe hız alıyor. Jerry Hall vakasını ele alalım. Mick Jagger’dan ayrıldıktan sonra Jerry kendine hemen yeni bir sevgili buldu. Adı Paul Allen’dı—Microsoft’un ilk iki kurucusundan biri—ve bu adamın 40 yaşına kadar annesiyle yaşadığı söyleniyordu. Bu genç Bayan Hall için küçük bir adım olabilir ama Stone’lardan Bit’lere, Sympathy for Devil’i yazan adamdan zat-ı şahaneleri William Henry Gates III’ün en iyi dostuna doğru gidildiğine bakarsak, bunun insanlık için dev bir adım olduğu ifadesini kullanabileceğimiz bir yer olduğunu görebiliriz. Jerry artık kimsenin güdümünde kalmış biri değil.
Tatmin duygusu seçmeyi temel alır.
Artık bizi durdurabilecek bir şey yok. Her şey bana kalmış; ben olana, bana, benim olana.
Bize bir mikrofon verin, kendimizi anında eğlence dünyasının süper kahramanlarına dönüştürelim. Yeni kimlikler yaratma fırsatları günümüz yaşamının bir gerçeği. Seçim bizim. Yeniden icat etmek diye bir şey gerçekten var. Bizler kozmopolit bir karaoke kulüpte yaşıyoruz ve hiçbir zaman olmadığı kadar seçeneğe sahibiz. 1958 şarkı, 1966 farklı yaşam tarzı. Bu yeni kazancımızı kullanmaya başlayabilir, kendimizi hiç olmadığımız kadar rahatlıkla ifade edebiliriz. Ne istersek, kim istersek o oluruz. Ansızın peyda olan kişilikler. Sahici “reality show”lar.
O halde, baylar ve bayanlar – kararınızı verin. Bu hafta neyi değiştirmek isterdiniz - Eşinizi, işinizi, dişinizi, giyinişinizi mi mesela? Evet, karaoke kapitalizm dünyasında aslolan seçimlerdir.
Bireysel seçimler piyasa kuvvetlerinin Kutsal Kasesidir. Bir düşünün. Talep dediğiniz, milyonlarca ve milyonlarca bireysel kararın bir yansımasıdır. Tüketim bir günah çıkarma eylemi haline gelmiştir. “Alışverişe çıkıyorum, o halde varım,” der Amerikalı sanatçı Barbara Kruger. Kolektivizm çağında birbiriyle kaynaştırılan seçenekler artık birbirinden ayrışıyor. Tercihler de giderek daha kişisel bir hal alıyor. Uzlaşma denilen şeyin nesli tükenmek üzere. Ortalama müşteriler ya da normal iş arkadaşları şu anda soyu tükenmekte olan türler grubuna girdiler. Özgürlük parçalanmayı da beraberinde getirir.
Devam edecek.
E-BÜLTEN
mürekkebi üstünde
Karaoke Capitalism - 4