Yazar: Ulaş Tuna
Hollywood filmlerindeki lise sahnelerinde ana karakterin önünü kesen, dolaba sıkıştıran zorba çocuğu yıllardır birçok kişi izledi. Ne yazık ki filmlerle sınırlı kalmayan bu davranışlar, her yaştan bireyin birçok çeşidine maruz kaldığı bir zorbalık. Amerika’da yaşayan Keaton Jones’un neredeyse her günü zorbalıkla geçen okul hikayesi, Facebook üzerinden annesinin yaptığı paylaşımla milyonlarca kişiye ulaşırken Mark Hamill gibi usta oyunculardan, Snoop Dogg gibi deneyimli müzisyenlere birçok ünlü ismin Keaton’ı sosyal medyada desteklemesi, okuldaki zorbalıkları bir kere daha tüm dünyanın gözleri önüne sermişti.
Artık hayatımızın her alanında bize kolaylıklar sunan dijital platformlar, aynı zamanda zorbalığın da yeni cephesini oluşturuyor. Cambridge Dictionary’nin “özellikle hoş olmayan mesajlar göndererek başka bir insana zarar vermek veya onu korkutmak için internetin kullanılması” olarak tanımladığı siber zorbalık, tüm dünyayı bir araya getiren dijital platformlarda adeta bir virüs gibi yayılıyor.
Siber zorbalık, özellikle gençler ve ergenler üzerinde kaygı bozukluğu (anksiyete), depresyon ve hatta intihar gibi yıkıcı etkilere neden olabiliyor. Zorbalık davranışıyla yüz yüze gelen bir kişi böylesine büyük risklerle yaşamına devam ederken zorba, davranışının sonuçlarının farkında bile olmuyor.
Zorbalık ile ilgili veriler paylaşan www.bullyingstatistics.org/ sayfasına göre, gençlerin yarısından fazlası vakit geçirdiği mecralarda siber zorbalığa maruz kalıyor. Benzer bir yüzde ise siber zorbalık yapıyor. Daha da kötüsü, gençlerin yarısı siber zorbalığa maruz kaldığını ailesiyle dahi paylaşmıyor. Dolayısıyla psikolojik olarak geri dönülemeyecek etkilere sebep olan problemlerin üstü kapalı kalıyor, gerekli ilgi gösterilemiyor.
Peki bu durumu tersine çevirmek için neler yapılmalı? Bu noktada ailelerin payı çok büyük. Çocuklarını dikkatle takip etmesi gereken aileler, çocuklarının cihazlarında geçirdiği süredeki ani artış veya azalmaları; cihazlarında olanlara gülmek, bağırmak veya sinirlenmek gibi aşırı tepkiler verip vermediğini; başka birisi yakınındayken ekranını gizleyip gizlemediğini ve cihazlarında yaptıklarını tartışmaktan kaçınıp kaçınmadığını; geçmişte bulunmaktan mutlu olduğu sosyal ortamlardan uzaklaşıp uzaklaşmadığını; içine kapanıp kapanmadığını ve insanlara ve aktivitelere yönelik eski isteklerini kaybedip kaybetmediklerini gözlemlemeleri gerekiyor. Çocuklarını sportif aktiviteler gibi faydalı alanlara yönlendirmek ise ailelerin tercih edebileceği başka bir alan.
Yukarıdakine benzer durumların yaşandığını fark eden ailelerin mutlaka çocuklarıyla iletişim kurması gerekiyor. Bu noktada ne yaptıklarını, nasıl başladığını ve kimlerin dahil olduğunu öğrenmeleri büyük önem taşıyor. Aileler halka açık paylaşımlar yaparak veya sosyal bir mecrada devam eden tartışmaya olumlu yorumlar ile katılarak sadece kendi çocuklarına değil, sosyal medyada zorbalığa maruz kalan diğer çocuklara da destek olabilir.
Yapılan araştırmalar, siber zorbaların istismar ettiği yaş sınıfının genellikle 13 yaşın altındaki kişilerden oluştuğunu gösteriyor. Gençlerimizin özellikle karnelerini almalarıyla başlayan bu uzun tatil döneminde çevrimiçi ortamlarda geçirdikleri vakit de büyük oranda artıyor. Siber zorbalık, görmezden gelindiği zaman güçlenmeye ve yayılmaya devam ediyor. Bu yüzden hepimiz elini taşın altına koyarak siber zorbalığa karşı ortak bir tutum içinde olmalıyız.
Kaynakça:
https://www.independent.co.uk/arts-entertainment/films/news/chris-evans-avengers-infinity-war-premiere-keaton-jones-facebook-video-mark-ruffalo-a8103041.html
https://dictionary.cambridge.org/dictionary/english/cyberbullying
http://www.bullyingstatistics.org/content/cyber-bullying-statistics.html
https://www.stopbullying.gov/cyberbullying/prevention/index.html
https://www.telegraph.co.uk/technology/news/10619007/Children-using-social-networks-underage-exposes-them-to-danger.html
https://www.ntv.com.tr/teknoloji/siber-zorbalik-yayginlasiyor-siber-zorbalik-nedir-nasil-onlenir,2qXi3X5wTku2_Ql6fZtw0w