Yazar: Nayan B. Ruparelia
Evinizde mikroişlemci ve mikrodenetleyici içeren birçok cihaz bulundurursunuz: fırınlar, çamaşır makineleri, televizyonlar, buzdolapları ve hatta bazı çöp kutuları. Üstelik bu liste, mikrodenetleyicilerin fiyatlarının çok düşük olması nedeniyle artacağı şekilde ayarlanmıştır. Ampul gibi tek kullanımlık eşyaların bu tür cihazları içermeye başlaması şaşırtıcı olmaz. Bu cihazları internete bağladığınızda, bağlı cihazlar elde edersiniz ve kullandıkları ağa “Nesnelerin İnterneti” veya IoT denir. Peki, neden bu tür cihazları internete bağlamak isteyesiniz? Örnek olarak çöp kutunuzu ele alalım. Ya dolduğunda sensörü, bulunduğunuz yerdeki çöp toplama tesisine durumu haber verebilseydi? O zaman çöp tesisi, düzenli aralıklarla çöp kamyoneti göndermek yerine yalnızca gerektiği zaman gelip çöpleri alabilirdi. Ayrıca, çöp kutunuzun ne zaman dolacağını tahmin edebildiğini (bunu günlük olarak algıladığı ortalama ağırlık artışını tahmin ederek yapabilir) ve ardından çöp toplama tesisine bu tahminleri bildirmek için günler önceden bir e-posta veya sinyal gönderebileceğini varsayalım. Bu şekilde çöp tesisi önceden plan yapabilir ve optimum bir çöp toplama rotası ayarlayabilir. Bu da bulunduğunuz yer için yakıt ve zaman tasarrufu sağlayacaktır. Sonuç olarak, sizin de faydalanabilmeniz için yerel vergileriniz azaltılabilir (veya vergileriniz artmayabilir). İş yerinizdeki yazıcılarınızda benzer bir şey zaten oluyor. Yazıcılar, sarf malzemeleri olarak bilinen kağıdı, mürekkebi ve toneri izler ve tükenmek üzereyken merkezi masaya bir e-posta gönderir. Yazıcının yedek mürekkebi ve toneri, değiştirilmek üzere malzeme departmanınıza gönderilir. Üstelik bu hizmetler için şirketinizden ücret alınmaz! Bunun nedeni, yazıcıya yazıcı şirketine "sahip olması" ve şirketinize “lease” yoluyla kiralanmasıdır. Şirketiniz, yazıcı şirketine o ayda basılan sayfa sayısına bağlı olarak aylık bir tutar öder. Kısacası, IoT yazıcının bulut tabanlı bir fayda fiyat modeli vardır. Çok sayıda yazıcının izlenmesi, ayda yazdırılan sayfa bazında faturaların gönderilmesi ve ayrıca mürekkep gibi sarf malzemelerinin otomatik olarak sipariş edilmesi bir iş süreci veya hizmet olarak düşünülebilir. Böyle bir hizmet bulutta otomatik hale getirildiğinde ve yalnızca IoT cihazlarını desteklemek için oradaysa, o zaman siz "Hizmetlerin İnterneti" veya IoS kullanıyorsunuz demektir. IoS’ye başka bir örnek verelim: Diyelim ki, belirli bir yerde internete bağlı çok sayıda sokak lambası var. Bunlar, ampullerin değiştirilmesinin gerekip gerekmediğini anlamak için otomatik olarak izlenirler, böylece bir kişinin düzenli olarak bir inceleme turu yapmasına gerek kalmaz. Ek olarak, sokak lambalarının sıcaklık, yoğuşma ve atmosfer basıncı hakkında hava durumuyla ilgili bilgilerin toplanması, hatta belirli yolların uygunluğunu değerlendirmek için yoldan geçenlerin sayısını saymak gibi birçok kullanımı olabilir. Her durumda, ampul değişimi için sokak lambalarının izlenmesi, çeşitli IoT bağlantılı lambalar için bir IoS olacaktır. Bu örneklerden de anlaşılacağı gibi IoT ve IoS birbiriyle ilişkilidir ve bu nedenle birlikte düşünülmelidir.
Nayan B. Ruparelia, Cloud Computing, The MIT Press | Cambridge, Massachusetts | Londra, İngiltere, 230-233, Çev. Aysun Babacan