Yazar: Deniz Esin

Sırf bu yüzden, kedimin ismini Revize koydum. Ve o da sırf bu yüzden, her pati darbesiyle beni challenge ediyor.
Sene 2010, ben Marjinal’in kapısından gireli birkaç ay olmuş. Duygular karışık, işler yoğun, İstanbul her zamanki gibi pis pis yağıyor. Bilenler bilir, bizim ismi köpek bakışları filozof Gaspar’ımız her gün yakın cenahta parklara bahçelere koşup oynama, network yapma fırsatına sahiptir. Yine kendisinin gönlünce çamura bulanmasına uygun bir ortamda, Harbiye’den Maçka’ya doğru azıcık kalan yeşilliklerin içinde günlük yürüyüşü yaptırılırken kutu içinde bir kedi yavrusu bulunuyor. Yağmur biraz daha yağdığında kutuyu dolduracak, kedicik soğuktan donmazsa o suda boğulacak. Derhal sıcak Marjinal çatısına alınıyor ve koridorumuzda bir ses yankılanıyor: “Arkadaşlar kedi yavrusu isteyen var mı?”
Gündemim o kadar busy o kadar busy ki, bu çağrıya anında cevap veremiyorum. Yine birileri logoyu bir tık küçültürken öbürleri haftaya set ettiğimiz toplantı için sunum hazırlıklarına girişiyor olmuş. Ve bu arada benden önce fırsatını bulup kediciği görmeye gidenlerin suratları da bir tık ekşimiş. Çünkü kedi yavrusu dediğinizin bir sevimliliği olur, bir güzelliği bulunur sanıyorsunuz değil mi? Yok. Bunun o konuda da hiç şansı yok. Kafasındaki tüylerin yarısı varla yok arası, olanların dibi de burada define etmek istemeyeceğim türden minik kırmızı noktalarla kaplanmış. Tırnak kadar burnuna ekstradan sümük insert edilmiş gibi, sürekli aksırıp tıksırıyor. Gözlerinin mavisi hiçbir müşterimizin marka kimliğine uymuyor, bu case’i handle edebilecek team’imiz yok gibi görünüyor… Günün dead-line’ı bitti bitecekken, nice to have olduğuna karar verdim bu kedinin. Çünkü yeni bir eve taşınmıştım. Taşınmamız bir yandan da yeni bir sayfa açmıştı bize. Yeni ev, kısmen yeni iş, neden yeni bir kedi de olmasın dedim. Üstelik yeni evimizde “hayvan istemez” diyen sesler de kesilmişti. Timing uygun, bütçe de bir evcil hayvana pay etmeye available ise, aksiyon almamak için sebep yoktu.
Aynı akşam elimde kafesle eve gittiğimde henüz açılmamış 32 tane kolimizin arasında annemin bakışlarını hatırlıyorum. “Nereden çıktı”dan çok “vardır bir sebebi”ne yakın bir dönemimizdi ailecek, hiç itiraz etmedi. “Adı ne olacak bunun” dedi sadece. On saniye kadar “en çok duyduğum kelime”yi düşündüm. Revize geldi aklıma. Ama öyle yavan olmasın bir dişilik katalım içine dedik. Madam koyduk başına. Ertesi gün veteriner elinde yeni çıkarttığımız karnesini tutarken smile ediyordu bıyık altından. “İsim: Madam Revizyon” satırının hemen yanında duran 1cmx1cm fotoğrafındaki o weird bakışlar, şimdi şu aşağıdaki “dört ayak aleminin Zeyna’sı” bakışlarına dönüştü.
Biz evdeki yaşam alanımızı bir tık küçültürken evimize yeni bir can geldi, mutluluğumuz confirme oldu.
İyi ki Gaspar network’ünü genişletmek adına her gün exercise yapıyor olmuş.
Neyse ki ben kimsenin discuss etmesine fırsat bırakmadan kapıp eve gitmişim Revize’yi.
Marketplaceteki tüm competitorlar, bir pati geri durun, dünyanın en kısa korku filmi; Madam Revizyon geliyor!