Yazar: Handan Saraç
Bir hava alanında ya da herhangi bir uluslararası ortamda, diyelim bir Koreli ile bir Brezilyalının, kulağa İngilizce gibi gelen bir dilde sohbete daldığına tanık olabilirsiniz. Ancak aynı anda, aralarında oturan İngiliz veya Amerikalının, konuşulanları doğru dürüst izleyemediğini de fark edebilirsiniz.
Belki kendileri de bilmiyordur ama Koreli ile Brezilyalı, dünyada halen kullanıldığı söylenen 6.800 civarında dile en son eklenen dili konuşuyorlardır. Bu, anadili İngilizceden farklı olan insanların birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıkları özel bir dildir: Globish.
İngilizcenin sadece en temel ve yaygın 1500 sözcüğünü barındıran bu dilin adı, tahmin edebileceğiniz gibi “Global” ve “English” sözcüklerinden oluşuyor. Globish’deki sınırlı sayıda temel sözcüğü öğrenmek, geleneksel dil eğitim süreçlerinden çok daha kolay. Kısa ve basit cümlelerle konuşulması hem hata oranını düşürüyor, hem de anlama ve anlaşılma oranını yükseltiyor.
Oxford English Dictionary’deki sözcük sayısı 615.000. Anadili İngilizce olanların bile çok azı bu sözcüklerin 80.000’inden fazlasını biliyor. Globish ile karşılaştırılınca arada çarpıcı bir fark var!
Ama 1500 temel sözcük, Globish’in basit hedefi için yeterli. O hedef de şu: “Dünyanın her yerinde, herkesin herkesi anlayabileceği ortak bir zemine ulaşmak.”
Geleceğin iletişim ortamı
Globish’in yaratıcısı, farklı milliyetten insanlar arasında global çapta daha etkili iletişim üzerine bir kitap yazan bir Fransız. Adı Jean-Paul Nerriere, kitabı ise Parlez Globish (Globish Konuşun).
1980’lerin sonunda ABD’de IBM Başkan Yardımcısı olan Nerriere, işi gereği çok seyahat ediyordu. Sık sık Tokyo ve Seul’e gidiyor, oradaki meslektaşlarıyla İngilizce iletişim kurmaya çalışıyordu. O zaman, bir Fransız olarak kendisinin Japonlar ve Korelilerle iletişiminin, onların Amerikalı veya İngiliz meslektaşlarıyla iletişiminden çok daha kolay ve etkili olduğunu gözledi. Daha sonra anadili İngilizce olmayan tüm ülkelerde aynı durumun geçerli olduğunu fark etti. Gerçek şaşırtıcıydı; tüm dünyada, insanların %88’inin konuştuğu bu dil aslında tam anlamıyla İngilizce değildi.
Nerriere şu sonuca vardı: Anadili İngilizce olmayanların kendi aralarında konuştukları dil gerçek İngilizce olmayıp kulağa biraz İngilizce gibi gelen bir dildi, ama onlar bu dilde, anadili İngilizce olanlardan çok daha rahattılar. Nerriere biraz daha düşündü, gözlemledi ve karar verdi: Bu dil “Globish” idi ve üçüncü binyılın iletişim ortamıydı.
Gerçek bir dil mi?
“Herşeyden önce, Globish gerçek bir dil değil” diyor Nerriere. “Dil, kültürün taşıyıcısıdır; tarihten gelen bir mirası taşır. Aynı zamanda düşünme ve davranma şeklimizi etkiler. Dil, bir kültürün DNA’sıdır. Oysa Globish’in böyle bir iddiası yok; o yalnızca uluslararası bir iletişim aracı.”
Nerriere şöyle diyor: “Fransızcayı yeniden ayrıcalıklı global dil haline getirmenin yolunu biliyorum desem, Fransızlar heyecanla, ‘Harika, lütfen söyle, nihayet ezeli rakibimiz İngilizceyi alt edebileceğiz’ derlerdi. Ama o zaman ben de, ‘Çok kolay, Fransızca kelime dağarcığını 1.500 kelimeye indirin, yalnızca anlaşılabilir bir aksanla yetinin, metafizik tartışmalar yapma beklentisinden vazgeçin, basit cümleler ve temel gramer kurallarını kullanın’ derdim. Ve herkes, ‘Dilimizi katletmek istiyor! Bu kabul edilemez!’ diye haykırırdı.”
Nerriere’e göre Globish, bugün İngilizcenin tehdit ettiği tüm dillerin kurtarıcısıdır. Çünkü Globish bu dilleri tehdit edecek bir dil değildir. Bu nedenle, kendi kültürünüzü ve dilinizi seviyorsanız, Globish’i desteklemeniz menfaatiniz icabıdır.
Nasıl bir gramer?
Globish’in grameri İngilizcenin gramerinden başka birşey değil! Globish yanlış İngilizce değil, sadece “Light İngilizce”. Basit cümleler öneriliyor ama hepsi kurallara uygun. Daha kısa olduklarından, karmaşıklıktan uzak ve hatasızlar.
Nerriere, "Bizler 'Me, Tarzan, you, Jane' İngilizcesine yönelmiyoruz" diyor. Tarzanca değil, "doğru fakat basit bir İngilizce” konuşmak istediklerini söylüyor.
Parlez Globish
İş dünyasında Globish öğrenmek isteyenler için artık entegre bir çözüm var. 2004 yılında yayımlanan Parlez Globish adlı ilk kitapta yeni dilin konsepti açıklanıyor. Decouvrez le Globish (Globish’i Keşfedin) adlı ikinci kitap ise, 6 ay içinde dile hakim olmayı sağlayacak bir elkitabı.
Şimdi Paris’te, büyük şirketlerde Globish’e adanmış bir dizi ders veren yüzlerce İngilizce öğretim uzmanından oluşan Westmill adında bir firma var. Ayrıca, Diagonal adlı bir Fransız şirketinin geliştirdiği Glolexis yazılımı da Globish yazmanıza yardımcı oluyor. Bu konuda en çok heyecan duyan ülkeler İtalya, Arjantin, Şili, Brezilya, Kore ve ABD. Bazı Amerikalılar da bunun kendi vatandaşları için son derece yararlı olacağı görüşündeler.
Globish ya da Panglish, konu değişim!
Globish – ya da yakın geçmişte önerilen yeni adıyla Panglish - belki bir gün Avrupa Birliği veya Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası organlar tarafından kabul görecek ve iletişimde etkinliği büyük ölçüde arttıracak. New Scientist’e göre, değişimin öncüleri Britanyalılar, Amerikalılar ya da Avustralyalılar değil, İngilizceyi ikinci dil olarak konuşan ve giderek sayıları artan insanlar olacak.
2010’a geldiğimizde yaklaşık 2 milyar insan – ya da dünya nüfusunun üçte biri – İngilizceyi ikinci dil olarak konuşacak. Öte yandan, onu anadili olarak konuşanların sayısı 350 milyona inecek.
2020’ye kadar ise, bu sayı 300 milyona düşecek. Tahminlere göre bu noktada, İngilizce, İspanyolca, Hintçe-Urdu ve Arapçayı anadili olarak konuşanlar aynı sayıda olacak!
Dilbilimciler, Globish –ya da Panglish- dilinin, anadili İngilizce olmayanlarca telaffuzu zor olan bazı sesleri kaybedeceğini söylüyor. Örneğin, “this” ve “thin” sözcüklerindeki “th”, yerini sırasıyla “z” ve “s”ye bırakacak.
Sözcüklerin sonundaki sessiz harflerin de kaybolmasıyla, “friend” sözcüğü “frien” ve “send” sözcüğü “sen” olarak değişecek. Üçüncü tekil şahıslarda anadili İngilizceden farklı olanların çoğu kez unuttuğu “s” takısı da zamanla kaybolacak ve “he talks” ya da “she eats” için yalnızca “he talk” ya da “she eat” denilebilecek.
“İleri bak yoksa kendini geride bulursun”*
Maryland’deki Towson University’de İngiliz dili tarihi profesörü olan Edwin Duncan, büyük olasılıkla bugünün İngilizcesini bilenler için 2300 yılının İngilizcesini anlamanın, 1700 yılının İngilizcesini anlamaktan çok daha zor olacağına inanıyor. Duncan, geçmişten bir örnek vererek, Shakespeare’in “hot”, “dog”, “ice” ve “cream” sözcüklerini bildiğini ama bizim “hot dog” ve “ice cream” ile ne kastettiğimizi anlayamayacağını söylüyor.
Kısacası İngilizcenin geleceği şu anda, farklı bir dili konuşarak büyüyen milyarlarca insanın ağzında şekilleniyor.
Belki de gerçekçilik ödülü, günümüzden 510 yıl sonra uzayda geçen bir öyküyü anlatan Firefly adlı bilim kurgu TV dizisinin ünlü yönetmeni Joss Whedon’a gidecek; çünkü dizide herkes argomsu bir İngilizce ve mükemmel Mandarin Çincesi konuşuyor!
*Benjamin Franklin
Kaynaklar: Wikipedia, International Herald Tribune (22 Nisan 2005), www.globish.com, The Observer (3 Aralık 2006), Telegraph.co.uk