Yazar: Ulaş Tuna
Dışarı çıkıp sosyalleşmek, birçok kişinin vazgeçemediği bir şey olsa da azımsanamayacak bir kesim için oldukça zorlayıcı bir aktivite.
Bu durumun tıbbi adı ‘Sosyal Fobi’ olmakla birlikte, Amerikan Anksiyete ve Depresyon Derneği’ne göre yargılanma, olumsuz bir şekilde değerlendirilme veya bir sosyal veya performans durumunda reddedilme korkusu[1] olarak tanımlanıyor.
Sosyal hayat denildiğinde ilk başta akla arkadaş veya aile buluşmaları gelse de iş hayatımız da sosyal hayatımızın önemli bir parçası. Çalıştığımız yerde kurduğumuz ilişkiler, arkadaşlıklar aslında sosyal hayatımızın büyük bir alanını oluşturuyor. OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’nin İş-Yaşam Dengesi sıralamasında sondan üçüncü[2] ülke olduğumuzu düşünürsek, bu konunun tahmin edilenden daha fazla insanı etkilediğini varsayabiliriz.
İş yerinde sosyal fobi yaşayan insanlar; düzgün iletişim kuramama, ekipçe çıkılan yemekler gibi kurumsal sosyal etkinliklere katılamama, iş arkadaşlarıyla iletişim kurarken sorun yaşama, özgüven eksikliği ve toplantılarda söz alamama gibi belirli sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar.
Konu sosyal fobi olunca ofisler ne yazık ki en zorlayıcı ortamlardan birisi oluyor. Bunun sebeplerinden biri, özellikle iş dünyasında yaşanan değişim ve dönüşümlerin bir sonucu olarak ekip çalışmasının daha önce hiç olmadığı kadar önem kazanmış durumda olması. Ofis ortamında bu sorunun üstesinden gelmek her ne kadar zor olsa da ne yazık ki bir şart.
Unutmamak gerekir ki sosyal fobi milyonlarca kişiyi etkileyen bir durum. Kesinlikle çözülemeyecek bir sorun da değil. Sosyal fobinin üstesinden gelmek için çeşitli terapi yöntemleri ve ilaçlar mevcut. Uzun lafın kısası, yeter ki ilk adım atılsın. Yolun devamında çok eğlenceli bir hayat bulunuyor!
Kaynak:
https://www.verywellmind.com/managing-social-anxiety-disorder-at-work-3024812
http://overcomingsocialanxiety.com/how-to-manage-social-anxiety-at-work/
[1] https://adaa.org/understanding-anxiety/social-anxiety-disorder
[2] http://www.oecdbetterlifeindex.org/#/00000000005